13 Mart 2013 Çarşamba

Kalbimi Çaldın | Rita Hunter


Kalbimi Çaldın | Rita Hunter
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen güzel bir akıcılığı vardı.Tutku yine doruklardaydı.
İkilinin arasında hızla gelişen olaylara kapılıp gitmemek elde değil.Gerçekten göz açıp kapayana kadar bitti.
Sadece yazarın ilk kitabı olmasından kaynaklı sanırım ara ara duraklamalarım oldu.Hikaye güzel,ikili güzel ama bazen eksik birşeyler var gibiydi.

Olayların bu kadar aceleye gelmesi mi demeliyim buna kullanılan kelimeler mi demeliyim bilemedim.Çeviri olsa çeviren kişiye suç bulabilirdim ama çeviri olmadığı için yazarın ilk kitabı olmasına bağlıyorum bu durumu. :)
Karakterler arasındaki diyaloglarda oturtamadığım cümleler oldu.
Akıcılıksa evet gerçekten akıcı bir hikayeydi ve oldukça hızlı gelişen olaylar sayesinde sayfalarda hızla ilerledi.

Arka Kapak
Sepya Kitaplar okurlarına, serüvenlerini merakla bekleyecekleri yeni yazarı Rita Hunter'dan ilk aşkları anımsatacak bir roman sunuyor. 
Her satırında taraf tutmak ve genç bir kadının ilk aşkını tadışına tanık olmaktan büyük keyif duyacaksınız 

Eğer hemen şimdi konuşmazsan seni zindana attırmak zorunda kalacağım ufaklık. 


Kızın gözleri daha da büyüdü ve sadece Lütfen efendim, diyebildi güzel dudaklarını bükerek. Birden adam, vücutlarının birbirine yapışmış, elleri kızın ensesinde, son derece samimi bir yakınlıkta durduklarını fark etti ve bedeninde bir sızı hissetti. Yüzleri birbirine çok yakındı. Kızın ensesinde tuttuğu elleri, sıkı topuz yaptığı simsiyah saçlarında dolanmaya başladı bilinçsizlikle. İpek gibi diye düşündü şaşkınlıkla. 
Tehlikeli yakınlığı kız da hissetmiş olacak ki çırpınmaya başladı adamın ellerinde. Sanki Wayne de bu komutu bekliyormuş gibi kızı iyice kendisine yaklaştırdı ve sertçe dudaklarını öptü ''Tanrım, çok güzel,''derken kasıklarına inen sert diz darbesiyle kendine gelerek genç kızı bıraktı ve iki büklüm kaldı. 

Yayın Evi: Sepya
Yayın Yılı: 2010 
Sayfa Sayısı:  420

2 Mart 2013 Cumartesi

Tatlı Tuzak | Rita Hunter


Tatlı Tuzak | Rita Hunter
Aylar önce Rita Hunter yazısı yazmıştım.O yazıdan çok daha önce alıp okumak istediğim yazarın kitaplarına geç de olsa kavuştum.Rita Hunter olduğuna bakmayın kendisi mis gibi Türk yazardır. :)
Genelde oluşan bir fobidir aşk kitabı ve tutku söz konusuysa Türk yazar dediğiniz de ben iki adım geriye giderim.Benim favorim Judith Mcnaught ona yaklaşan birini bile görmedim.
-Bu arada Tatlı Tuzak önce Sepya adında basılmış olsa da daha sonra Epsilon olarak bir basımı daha gerçekleşmiştir.-

Derken,
Tatlı Tuzak'ın kelimeleri,akıcı cümleleri arasında kayboldum.Elisha ve Connor çiftinin tutkulu ilişkisi sizi ister istemez hikayenin içine çekiyor.Başlarda Elisha fazla erkeksi duruşundan dolayı sizi şüpheye düşürebilir ki hani şu hikayelerde ki güzel kız nerede diyebilirsiniz.Zaten esas burada daha ilginç oluyor her şey, küçük bir kız çocuğu hatta erkek çocuğuna benzeyen bir kız çocuğu ile bir dük nasıl olur da yan yana gelir merakı sizi sürükleyip götürüyor.
Şaşırtıcı derece de bu ikilinin arasındaki tutku,aşk her neyse o aralarındaki okurken sizi de kavuracak.Yavaş yavaş bir birine kapılan iki insan,her ne yaparsa yapsın duruşu karizma olan bir adam ve bir düşesin hikayesi gayet keyif vericiydi.
Bu aşkın tutkusunda eriyip giderken romanın yabancı bir yazarın elinden çıkmış aşk romanı kadar iyi bir roman olduğunu göreceksiniz.Rita Hunter sevildiği kadar varmış.
Tutkulu aşk romanları sevenlerin keyifle okuyacağı bir kitap olmuş. :)

Arka Kapak

Kalbimi Çaldın adlı romanıyla Sepya Kitaplar okurlarının beğenisini kazanan 

Rita Hunter'dan Tatlı Tuzak 

Şiddetli yağmur yüzünden kabaran dere, 
Sedgwick'lerin evini kasabaya bağlayan köprüyü seline kattığında, 
kimse olacakları tahmin bile edemezdi. 
Grandoor Dükü Connor Tracey prensipli bir adamdı. Çapkın olabilirdi ama evli ve tecrübeli kadınları yatağa atmak sayılmazsa, kimse bir ahlaksız olduğunu iddia edemezdi... Fakat günah kadar çekici, melek kadar güzel taşra gülü Claire'in odasına, gecenin bir yarısı onu rezil etmek pahasına girmeye karar verdiğinde tüm prensiplerinin ve erdemlerinin birkaç kadeh brendi ile yok olup gidecek kadar zayıf olduğunu görecekti. 
Ancak bu kendisiyle yaptığı bir iç hesaptı... Asıl hesap ise o meleğin değil de, erkek kılıklı arkadaşının yatağında uyandığında vereceği idi... Evet, kesinlikle Tanrı'nın oyununa gelmişti... 
Elisha Clewland erdemleri olan bir kızdı. Işıltılar saçan bir güzelliği ya da kasabanın erkeklerini baştan çıkartan bir cazibesi yoksa da dürüst ve gururluydu. Fakat yolculuğu dönüşünde kasabalarında mecburen konaklayan soyluya ilk görüşte âşık olunca hiçbir zaman yapmayacağı bir şey yaptı... Nişanlı arkadaşının odasına girmeye niyetlenirken odaları karıştıran adamı, sadece kendisinin bildiği bir gerçekle aydınlatmak yerine, yalan söylemeyi tercih etti. 
Bunun için cehennemde yanması gerekir miydi? 

Yayın Evi: Sepya - Epsilon
Yayın Yılı: 496
Sayfa Sayısı:  2012

23 Şubat 2013 Cumartesi

Değerini Bil | Nora Roberts

Değerini Bil | Nora Roberts
Geç oldu,güç oldu ama sonunda Nora Roberts ile bende tanıştım.Tanışmamız serinin 3. kitabı ile olsa da güzel oldu.
Aşk kitabı seven herkesin sevebileceği türden bir romandı.Cümleler oldukça akıcıydı.Bir süre sonra kapılıp gidiyorsunuz.Aksilikler olmasa ilk gün bitirmeyi düşünüyordum. :)
Güzel,sade,tadında hem aşk hem dostluk barındıran bir hikaye sevilmeyecek gibi değil.
Muhteşem dörtlünün iş hayatına öyle bir kapılacaksınız ki bir anda kendinizi son sayfada bulabilirsiniz.Parker'in iş kolikliği,Laurel'in pasta aşkı,Mac'in fotoğrafı ve Emma'nın çiçekleri birbirine uyumları  %100 olan dört insanın hayatına dalmak oldukça eğlenceliydi.
Erkekleri de sevdim ama Del başrol iken çok baskın bir karakter değildi sanki.Hatta bazen ikilinin aşkı çok aceleye getirilmiş diye düşündüğüm yerler oldu.
Benim için aşk romanları Judith Mcnaught'den ibaret olduğu için onun anlatımı gibi dolu dolu bir aşk bekledim ama kıyaslamak bile istemiyorum.Nora'yı ayrı değerlendiriyorum o öyle güzel. :))
İlk kitap alışverişimde sepette yer bulursam serinin diğer 3 kitabını da alacağım.
Keyifle sıkılmadan okunacak güzel bir roman.Çok sevdim ama daha dolu dolu olmasını isterdim. 

Arka Kapak

New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, sizi Connecticut'ın en gözde evlilik planlama şirketi Vows'un kurucuları Parker, Emma, Laurel ve Mac'le tanışmaya davet ediyor. 



Laurel McBane ne zaman desteğe ihtiyaç duysa arkadaşlarına güvenmiştir, özellikle de en büyük hayali olan yemek okuluna gitme şansı ailesinin maddi sorunları yüzünden suya düşmek üzereyken. Şimdi Laurel arkadaşlarının cömert yardımını, müşterilerinin düğünlerinde yaptığı birbirinden lezzetli pasta ve şekerlemelerle ödüyor. 

Laurel aşka ve romantizme elbette inanmaktadır - tabii teoride. Ancak diğer kadınların arzuladığı tüm o zevkler konusunda oldukça çekingendir. 

Parker'ın ağabeyi Delaney Brown gibi güçlü ve zeki erkekleri beğenir - hatta çocukluğundan beri Del'e delicesine âşıktır. 

Bazı aşklar diğerlerinden daha uzun sürmekte ve buna inanan Laurel, üst düzey bir avukat olan Del'in hâlâ erişilmez olduğunu düşünmektedir. 

Bir gece Laurel'ın hızla değişen ruh hali, Del ile öfke dolu, ateşli ve baş döndürücü bir biçimde öpüşmesine neden olur. Paylaştıkları bu tutku dolu öpücük hayatlarında bir dönüm noktası olacaktır... 

Yayın Evi: Epsilon
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 360 

19 Şubat 2013 Salı

Şeytanı Uyandırma | John Verdon



Şeytanı Uyandırma | John Verdon

Dedektif Dave Gurney 3. kez kafaları karıştırmaya geliyor.
Aklından Bir Sayı Tut ve Gözlerini Sımsıkı Kapat kitaplarının yazarı John Verdon 3. kitabında da kalemini konuşturmuş.
İlk sayfalardan konunun içine girilmesi kitabı bırakmayı daha da zorlaştırıyor.Ve aynı şekilde olayların hızla ilerlemesi okudukça içinde kaybolmanızı sağlıyor.İlk iki kitabını okuyup sevenlerin zevkle okuyacağı bir roman olmuş.
Heyecan,gerilim,zeka üzerine kurulmuş cümleler,tahminler derken kendinizi son sayfalarda buluyorsunuz.

Dave oldukça tanıdık ama bir o kadar ilk iki kitaba göre daha samimi karşımıza çıkıyor.İkinci hikayeden kalan hasarlar dedektif'i duygusal yönden değiştirmiş ve bu değişikliği sevdim.Eşi ile ilgili her anını çok daha sevdim.Aralarındaki bağ sanki burada daha açıkca ortada.
Kyle'nin sonunda gelmesi ve babası ile aralarında ki hem çekingen hem duygusal anlar çok güzeldi.Babasının mesleğine ilgisi,merakı,ona karşı hayranlığı her şeyi ile hoş geldi.
Kim'in birden ortaya çıkması başlarda garip gelse de sonra sonra onu evde görmeye alışacaksınız.

Son sayfalara kadar 3-4 tahminim vardı.Tek tahmin yapmak bana göre mümkün değil.Beklemediğim biri çıktı ve bunu daha çok sevdim.İkinci kitap da tahmin ettiğim kişi çıkınca bozulmuştum. :)
Kısaca John Verdon seviyorsanız kaçırmayın en kısa zamanda okuyun derim.

Arka Kapak

Asla o karanlık odaya girme.

Sabaha çıkmak istiyorsan şeytanı uyandırma.

Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Özellikle Dahi Dedektif Dave Gurney bir olaya müdahil olup hiç kimsenin göremediği detayları ortaya çıkardığında, çıkışı olmadığı düşünülen labirentin çıkışını ustalıkla bulduğunda...

Gurney, bir seri katil üzerine belgesel hazırlayan genç bir kıza danışmanlık yapmayı kabul eder. On yıl önce yaşanan bu olaylarda kurbanların hepsi keskin bir nişancı tarafından zifiri karanlıkta, pahalı Mercedes arabalarını kullanırken, aynı açıdan ve noktadan kusursuz biçimde vurulmuş ve bedenlerinin yanına birer oyuncak hayvan bırakılmıştır. Asla aydınlatılamayan bu cinayetlerin üstüne bir perde çekilmiştir ve kimse bu perdeyi kaldırabilecek kadar cesaretli değildir. Tek bir kişi dışında.

Gurneyin, kimseye izini belli etmeyecek kadar dahiyane bir plan yapmış olan bu caniyle oynayabileceği tek bir oyun vardır. Ölüm oyunu: Kendini hedef göster, o sana gelsin.


"Zeki bir adamı karmaşık bulmacalar çözerken izlemek müthiş bir keyif. Gurney işte bu yönüyle farkını ortaya koyuyor."
New York Times

"Her sayfada artan gerilimle, bir psikopatın iç dünyasının derinliklerine ineceksiniz."
Publishers Weekly

"Şaşırtıcı bir son ve tam bir şaheser. Tırnaklarınızı kemirtecek kadar heyecan verici."
New York Journal of Books


Yayın Evi: Koridor
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 538


14 Şubat 2013 Perşembe

Siz yenisiniz galiba?

Bazen kendime hayran kalıyorum.Okunmayı bekleyen yığınla kitabım var ama koşa koşa gidip o yığına yeni kitaplar ekliyorum.Bu aralar bu yığına arkadaşlarımda destek çıkıyor. :)
David Nicholls ve John Verdon'un kitaplarını almaya geç bile kaldım derken sürekli merak edip bir türlü almadığım Şah Mat'da arkadaşımdan hediye geldi. :))

Şeytanı Uyandırma - John Verdon
Asla o karanlık odaya girme.
Sabaha çıkmak istiyorsan şeytanı uyandırma.

Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Özellikle Dahi Dedektif Dave Gurney bir olaya müdahil olup hiç kimsenin göremediği detayları ortaya çıkardığında, çıkışı olmadığı düşünülen labirentin çıkışını ustalıkla bulduğunda...

Gurney, bir seri katil üzerine belgesel hazırlayan genç bir kıza danışmanlık yapmayı kabul eder. On yıl önce yaşanan bu olaylarda kurbanların hepsi keskin bir nişancı tarafından zifiri karanlıkta, pahalı Mercedes arabalarını kullanırken, aynı açıdan ve noktadan kusursuz biçimde vurulmuş ve bedenlerinin yanına birer oyuncak hayvan bırakılmıştır. Asla aydınlatılamayan bu cinayetlerin üstüne bir perde çekilmiştir ve kimse bu perdeyi kaldırabilecek kadar cesaretli değildir. Tek bir kişi dışında.

Gurneyin, kimseye izini belli etmeyecek kadar dahiyane bir plan yapmış olan bu caniyle oynayabileceği tek bir oyun vardır. Ölüm oyunu: Kendini hedef göster, o sana gelsin.

Şah Mat - Mario Mazzanti
Polisle satranç oynayan bir seri katil...

Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Clapsin suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.

Bir Soru Bir Aşk - David Nicholls
Bir kadın bir erkekte aslında ne arar?

Çok Satan Bir Gün Kitabının Yazarından Kalpleri Fethedecek Yeni Bir Roman

Brian Jackson üniversiteye büyük umutlar, hedefler ve gizli bir de arzuyla gelmiştir: Üniversiteler Düellosuna katılmak. Şimdi bu şansla birlikte aşkı da bulan Jackson, hem yarışmayı hem de sevdiği kızın kalbini kazanabilecek midir?

12 Şubat 2013 Salı

Okuyorum: Şeytanı Uyandırma | John Verdon




 Şeytanı Uyandırma | John Verdon

Aklından Bir Sayı Tut ve Gözlerini Sımsıkı Kapat ile John Verdon'un kalbimdeki yeri fazlasıyla değerlidir.Her kitabını soluksuz okumuş biri olarak koşa koşa gidip üçüncü kitabını da aldım.
Geç oldu ama aldım. :)
Olayların hızlıca girişini yine çok sevdim.İlk sayfalardan kapıldım bakalım bu sefer sonuna kadar nasıl ilerleyecek.

Arka Kapak
Asla o karanlık odaya girme.
Sabaha çıkmak istiyorsan şeytanı uyandırma.

Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Özellikle Dahi Dedektif Dave Gurney bir olaya müdahil olup hiç kimsenin göremediği detayları ortaya çıkardığında, çıkışı olmadığı düşünülen labirentin çıkışını ustalıkla bulduğunda...

Gurney, bir seri katil üzerine belgesel hazırlayan genç bir kıza danışmanlık yapmayı kabul eder. On yıl önce yaşanan bu olaylarda kurbanların hepsi keskin bir nişancı tarafından zifiri karanlıkta, pahalı Mercedes arabalarını kullanırken, aynı açıdan ve noktadan kusursuz biçimde vurulmuş ve bedenlerinin yanına birer oyuncak hayvan bırakılmıştır. Asla aydınlatılamayan bu cinayetlerin üstüne bir perde çekilmiştir ve kimse bu perdeyi kaldırabilecek kadar cesaretli değildir. Tek bir kişi dışında.

Gurneyin, kimseye izini belli etmeyecek kadar dahiyane bir plan yapmış olan bu caniyle oynayabileceği tek bir oyun vardır. Ölüm oyunu: Kendini hedef göster, o sana gelsin.


"Zeki bir adamı karmaşık bulmacalar çözerken izlemek müthiş bir keyif. Gurney işte bu yönüyle farkını ortaya koyuyor."
New York Times

"Her sayfada artan gerilimle, bir psikopatın iç dünyasının derinliklerine ineceksiniz."
Publishers Weekly

"Şaşırtıcı bir son ve tam bir şaheser. Tırnaklarınızı kemirtecek kadar heyecan verici."
New York Journal of Books


11 Şubat 2013 Pazartesi

Kitaptan Kuleler #2


Bir kereliğine olmasın diyerek kategorileştirmiştim sonra unuttum gitti.Neyseki yenilerde üst üste aldığım kitaplar sayesinde tekrar kulem oluştu. :)
İlk kulemden okuduğum sadece bir kitap okudum o da İncir Kuşları oldu. Diğerleri hala okunmayı bekliyor.Bense ne ilginçtir ki onları okumak yerine sürekli kitap alıyorum. Umut ediyorum okuyacağım. :)

İlk kuleden okunmayı bekleyenler: Julian Sırrı,Canan,Koza Kelebeği Bilmez,Büyük İskender

Ve yeni kuledekiler.. 

1- Bir Soru Bir Aşk - David Nicholls
Bir Gün'ü okuyupta bu kitabı almadan duramazdım.Bir Gün kadar iyi midir bilemiyorum ama okumak için heyecanlanıyorum. 
2- Şah Mat - Mario Mazzanti
Uzun zamandır almak istesem de hep alamadığım kitap sonunda arkadaşım dur sen alamayacaksın ben sana hediye edeyim dedi. :)
3- Tatlı Tuzak - Rita Hunter
Rita Hunter okumak isteyip bulamadığım yazar.Benim ablacığım sağolsun kendisi Konya tatilimde bana hediye etti.Okumak için sabırsızlanıyorum.

4- Değerini Bil - Nora Roberts
Yine Konya hatırası olan kitap Nora Roberts'ın hiç bir kitabını okumadım ama çok da merak ettiğim yazarlardan.Bildiğim kadarıyla bu kitabı serinin 3. kitabı. :)

5- Bikini - James Patterson
Kitaplaşma etkinliğinden kütüphaneme ulaştı.Arkadaşım okumak için aldı ve ben de bu yüzden okumayı erteledim.Ama isminden mi kaynaklı bilmiyorum ama fazlasıyla merak ediyorum.

6- Kalbimi Çaldın - Rita Hunter 
Ve yine Konya hatırası ve Rita Hunter. :) 
İlk olarak bu kitabı okumaya başlayacağım.Okumaya bir türlü vaktim olmadı sınavlar sayesinde sonrada elime sürekli farklı kitaplar aldım bu da kaldı ama okuyacağım.

7 Şubat 2013 Perşembe

Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught


Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught
Aşk ve tutku denildiğinde ilk aklıma gelecek yazar Judith Mcnaught bu kitabında da beni şaşırtmadı.Aslında onu keşfedeli yıllar oluyor ama ben sindire sindire kitaplarını okumayı tercih ediyorum.

Jason ve Victoria'nın aşkını soluksuz okumaya hazırlanın.Kahvenizi alın uzun bir gece sizi bekleyecek.Jason'un taş kalpli çekiciliği Victoria'nın aşkı için uğraşları size kitabı bitirmeden kalkma fırsatı vermeyecek.
Dolu dizgin tutkulu bir aşkın içinde kendinize yer bulmaya çalışacaksınız.Sayfalar birbiri ardına akıp gidecek.Cümleler tek tek hafızanıza kazınacak.
Bazen sinirlenecek bazen üzüleceksiniz ama son sayfalara geldiğinizde gülümseyerek kapağını kapatcaksınız.
 
İkili arasında çıkan olumsuzluklar bile canınızı sıkmayacak.Tecrübesiz bir genç kızın şahane bir adamı kendine aşık edişini okumak fazlasıyla zevkli olacak.
Bu ikili dışında Charles da oldukça ilgi çekiciydi. 
Aşk ve tutkunun harmanlandığı bir roman istiyorsanız kaçırmayın derim.

Victoria:Sandalyemi mi çekiyorsun,yoksa kulağımı yemeye mi çalışıyorsun?
Jason:Olabilir.Yeni aşçı kötü bir yemek çıkaracak olursa, bunu da düşünebilirim 
--

Jason:İlk defa kahraman rolüne aday gösterildim, ama bir köpeğin ardından ikinci şık olmak biraz kalbimi kırdı.


Arka Kapak 
Judith McNaught'ın en güzel aşk romanlarından biri olan 'Sonsuza Kadar', özgür ruhlu, Amerikalı bir genç kızla huysuz bir İngiliz lordunun hikayesi. Anne babasını kaybeden Victoria, uzak bir akrabasının yanına sığınmak üzere, uzun bir okyanus yolculuğu yaparak İngiltere'ye gelir ve kötü şöhretli Lord Jason Fielding ile tanışır. 
 
 Lordun küstahlığı karşısında şaşkına dönse de, bir panterin acımasızlığına ve zarafetine sahip olan genç adam ona çok çekici gelir. Karşı koyamadığı bu çekim sonucunda, kendini Jason ile evli bulduğunda, Victoria için mücadele ve üzüntü dolu günler başlamıştır. Genç kız pek çok sınavdan geçecek, bu arada koşulsuz sevmeyi, özveriyi ve sonunda ulaştığı sonsuza dek sürecek aşkın değerini bilmeyi öğrenecek; taş yürekli Lord Fielding'e de aynı şeyleri öğretecektir. 
 
Yayın Evi: Epsilon
Yayın Yılı: 2010 
Sayfa Sayısı: 445

6 Şubat 2013 Çarşamba

Çekiliş

Ne uzun zaman olmuş çekiliş haberi vermeyeli. :))
Şu fotoğraf bile çekilişe katılmak için oldukça ikna edici diye düşünüyorum. 
Çekilişe katılmak için TIK

Okuyorum: Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught



Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught

Judith dediniz mi durur kalbimin ritmini kontrol ederim.Judith benim favori yazarlarım sıralamasında en tepededir.En dolu kitaplarını okumuşluğum var.Ama yayın evi çevirmeleri geciktirdikçe bende bitirmemek adına hem de arada farklı yazarlar okumak için sürekli J.M okumuyorum.Bu yüzden hala okumadığım kitapları var.
Kristin Hannah'ın son kitabını okumaya başladığım an finaller,dersler üst üste geldi ve kitabı bitiremedim.Doğru düzgün başlamadım bile dersler yüzünden hayattan soğudum.Judith beni kendime getirecek tek yazardı.Kitabıyla buluşunca aynen böyle oldu.Tatil de film kitap molası verdim desem de yine geç başladım kitaba ama 200 lü sayfalara gelmiş bulunmaktayım.
Bu kadın her kitabında nasıl başarıyor böyle erkek karakterler yaratmayı?
Ah Judith sana aşığım biliyor musun?

Bu arada kitabın kapağı tek kelime ile 'berbat' Ancak bu kadar hikaye ile alakasız hikayedeki kadınla alakasız bir kapak olabilirdi.

Arka Kapak
Judith McNaught'ın en güzel aşk romanlarından biri olan 'Sonsuza Kadar', özgür ruhlu, Amerikalı bir genç kızla huysuz bir İngiliz lordunun hikayesi. Anne babasını kaybeden Victoria, uzak bir akrabasının yanına sığınmak üzere, uzun bir okyanus yolculuğu yaparak İngiltere'ye gelir ve kötü şöhretli Lord Jason Fielding ile tanışır. 
 Lordun küstahlığı karşısında şaşkına dönse de, bir panterin acımasızlığına ve zarafetine sahip olan genç adam ona çok çekici gelir. Karşı koyamadığı bu çekim sonucunda, kendini Jason ile evli bulduğunda, Victoria için mücadele ve üzüntü dolu günler başlamıştır. Genç kız pek çok sınavdan geçecek, bu arada koşulsuz sevmeyi, özveriyi ve sonunda ulaştığı sonsuza dek sürecek aşkın değerini bilmeyi öğrenecek; taş yürekli Lord Fielding'e de aynı şeyleri öğretecektir.

12 Ocak 2013 Cumartesi

Markafoni'de Kitap Molası


Markafoni'de Kitap Molası 
Çok iyi kitapların çok iyi fiyata bulabilirsiniz bu fırsatı kaçırmayın diyorum ve hemen gidip sepetimi dolduruyorum. :)
www.markafoni.com

Konya Hatıraları

Konya ziyaretime boş gitsem de kollarım dolu dolu geldim. :)
Ablasından kardeşine 3 güzel kitap geldi.Bunlardan ikisinin Rita Hunter kitapları olmasına ayrıca çok sevindim. :)


'Kalbimi Çaldın'
Sepya Kitaplar okurlarına, serüvenlerini merakla bekleyecekleri yeni yazarı Rita Hunter'dan ilk aşkları anımsatacak bir roman sunuyor. 

Her satırında taraf tutmak ve genç bir kadının ilk aşkını tadışına tanık olmaktan büyük keyif duyacaksınız 

Eğer hemen şimdi konuşmazsan seni zindana attırmak zorunda kalacağım ufaklık. 
Kızın gözleri daha da büyüdü ve sadece Lütfen efendim, diyebildi güzel dudaklarını bükerek. Birden adam, vücutlarının birbirine yapışmış, elleri kızın ensesinde, son derece samimi bir yakınlıkta durduklarını fark etti ve bedeninde bir sızı hissetti. Yüzleri birbirine çok yakındı. Kızın ensesinde tuttuğu elleri, sıkı topuz yaptığı simsiyah saçlarında dolanmaya başladı bilinçsizlikle. İpek gibi diye düşündü şaşkınlıkla. 
Tehlikeli yakınlığı kız da hissetmiş olacak ki çırpınmaya başladı adamın ellerinde. Sanki Wayne de bu komutu bekliyormuş gibi kızı iyice kendisine yaklaştırdı ve sertçe dudaklarını öptü ''Tanrım, çok güzel,''derken kasıklarına inen sert diz darbesiyle kendine gelerek genç kızı bıraktı ve iki büklüm kaldı. 




'Tatlı Tuzak'
Kalbimi Çaldın adlı romanıyla Sepya Kitaplar okurlarının beğenisini kazanan 
Rita Hunter'dan Tatlı Tuzak 
Şiddetli yağmur yüzünden kabaran dere, 
Sedgwick'lerin evini kasabaya bağlayan köprüyü seline kattığında, 
kimse olacakları tahmin bile edemezdi. 
Grandoor Dükü Connor Tracey prensipli bir adamdı. Çapkın olabilirdi ama evli ve tecrübeli kadınları yatağa atmak sayılmazsa, kimse bir ahlaksız olduğunu iddia edemezdi... Fakat günah kadar çekici, melek kadar güzel taşra gülü Claire'in odasına, gecenin bir yarısı onu rezil etmek pahasına girmeye karar verdiğinde tüm prensiplerinin ve erdemlerinin birkaç kadeh brendi ile yok olup gidecek kadar zayıf olduğunu görecekti. 
Ancak bu kendisiyle yaptığı bir iç hesaptı... Asıl hesap ise o meleğin değil de, erkek kılıklı arkadaşının yatağında uyandığında vereceği idi... Evet, kesinlikle Tanrı'nın oyununa gelmişti... 
Elisha Clewland erdemleri olan bir kızdı. Işıltılar saçan bir güzelliği ya da kasabanın erkeklerini baştan çıkartan bir cazibesi yoksa da dürüst ve gururluydu. Fakat yolculuğu dönüşünde kasabalarında mecburen konaklayan soyluya ilk görüşte âşık olunca hiçbir zaman yapmayacağı bir şey yaptı... Nişanlı arkadaşının odasına girmeye niyetlenirken odaları karıştıran adamı, sadece kendisinin bildiği bir gerçekle aydınlatmak yerine, yalan söylemeyi tercih etti. 
Bunun için cehennemde yanması gerekir miydi? 


'Değerini Bil'
New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, sizi Connecticut'ın en gözde evlilik planlama şirketi Vows'un kurucuları Parker, Emma, Laurel ve Mac'le tanışmaya davet ediyor. 

Laurel McBane ne zaman desteğe ihtiyaç duysa arkadaşlarına güvenmiştir, özellikle de en büyük hayali olan yemek okuluna gitme şansı ailesinin maddi sorunları yüzünden suya düşmek üzereyken. Şimdi Laurel arkadaşlarının cömert yardımını, müşterilerinin düğünlerinde yaptığı birbirinden lezzetli pasta ve şekerlemelerle ödüyor. 

Laurel aşka ve romantizme elbette inanmaktadır - tabii teoride. Ancak diğer kadınların arzuladığı tüm o zevkler konusunda oldukça çekingendir. 

Parker'ın ağabeyi Delaney Brown gibi güçlü ve zeki erkekleri beğenir - hatta çocukluğundan beri Del'e delicesine âşıktır. 

Bazı aşklar diğerlerinden daha uzun sürmekte ve buna inanan Laurel, üst düzey bir avukat olan Del'in hâlâ erişilmez olduğunu düşünmektedir. 

Bir gece Laurel'ın hızla değişen ruh hali, Del ile öfke dolu, ateşli ve baş döndürücü bir biçimde öpüşmesine neden olur. Paylaştıkları bu tutku dolu öpücük hayatlarında bir dönüm noktası olacaktır... 


8 Ocak 2013 Salı

Okuyorum: Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


 Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


Aynı şeyin özlemini çeken iki kadın... 

Ailenin Ne Anlama Geldiğini Öğrenecekleri Duygusal Ve Dokunaklı Bir Yolculuk...



Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Maloneu çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwestteki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West Endde, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angienin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.



Angie, Lauren Ribidoyu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Laurenı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.



"Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor."
RT Book Reviews



"Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor."
Booklist



"Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı."
The Washington Post Book World



"Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı."
Publishers Weekly 

6 Ocak 2013 Pazar

Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca


Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca

Tüm ön yargı ile kurulmuş laflara aldırış etmeden Pucca'yı severek okuyanlardanım.Sıkı takipçisi bile diyebiliriz.Pucca edebiyat dünyasına ne kazandırıyor umurumda değil.Pucca gençliğe ne katıyor umurumda değil.

İşte benim favori olayımdır. "Utku benim kocam oluyor."

İlk iki kitabını okuyanlar bilir ki Pucca en doğal halini hep yansıttı.Ama üçüncü kitabı ile Pucca kendini daha da aştı.
Okurken sıkılmayacaksınız.
Okurken sayfalar arasında kaybolup gideceksiniz.
Okurken perşembe akşamı saat 20:00'da Aşk-ı Memnu izliyormuşçasına olaylara kapılacak, Ankaralı ile Pucca'nın garip ilişkisine kafa yoracaksınız.
Zekadan ve insanlıktan yoksun sevgilisine küfürler edecek,bazen Pucca'nın hareketlerine de deli olacaksınız.
Sonunda kaynana adayını bir kahve fincanında boğup 7 parçaya bölüp 7 ülkeye dağıtmak isteyeceksiniz.

"Arkadaş arkadaşın pezevengidir." bölümü benim için başlık olarak fazlasıyla anlamlıydı.
Pucca sadece eğlendirir mi? Hayır Pucca sonlara yaklaştıkça canınızı da yakabilir.Cümlelere kendinizi öyle kaptırırsınız ki Pucca'nın canının yandığı her an sizde en az onun kadar acı çekersiniz.

Pucca'nın en doğal halinden bile doğal olan Allah Beni Böyle Yaratmış okunmaya değer.

Eğer okuduğum her kitap bana edebi bir kazanç sağlamalı kısmen bir kişisel gelişim kitabı olmalı diyenlerden değilseniz alın okuyun. (derim)


Yayın Evi: Okuyanus 
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı:  341
Arka Kapak

Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor... 



"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.



Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

2 Ocak 2013 Çarşamba

Okuyorum: Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca


 Pucca'yı severek okuyan kısımda yer alanlardanım.İlk iki kitabını severek okudum gittim geç de olsa üçüncü kitabını da aldım.Kısa sürede biteceğine ve finallere yaklaşırken kafamı dağıtacağına eminim.Daha ilk sayfalardan seni seviyorum be kadın ne eğlenceli yazıyorsun dedim.

Arka Kapak
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor... 



"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

1 Ocak 2013 Salı

Empati | Adam Fawer

Empati | Adam Fawer

Bir Olasılıksız heyecanı yaşamaya hazır mısınız?
Hatta Olasılıksız'dan daha iyi bir kitaba hazır mısınız?

Adam Fawer Olasılıksız'ın nefessiz sayfalarından kopup daha karışık ama bir kadar da iyi bir kitap istiyorsanız Empati ile doğru tercihi yaparsınız.Uzun süredir böylesine soluksuz bir kitap okumadım.
İçinde yazan her kelimeyi dikkatle okuyacaksınız.Kaçırdığınız her kelime için tekrar dönüp, okuyacaksınız.Bir gün bırakırsanız çok büyük şeyler kaybedeceğinizi düşüneceksiniz.
Kesinlikle tüm dikkatinizi verip okumanız gereken bir kitap.

Cümlelerin büyüsüne kapılıp benim gibi yanınıza birde not defteri alabilirsiniz.
Belki uzun zamandır bu kadar bilgi alabildiğim aynı zaman da da içine kapıldığım bir roman olmamıştı.

Sonlara doğru tekrar karışıklıkları artmış olsa da sonuna kadar geldiğimde iyi ki okumuşum dedim.

Yayın Evi: APRIL YAYINCILIK
Yayın Yılı: 2011
Sayfa Sayısı:  640
Arka Kapak
OLASILIKSIZ'IN YAZARI ADAM FAWER'LA YENİ BİR YOLCULUĞA HAZIR MISIN?
Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. 
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. 
Bu kitabı kapatabilirsiniz. 
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. 
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. 
Ama sorun şurada: ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. 
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. 
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. 
Bu nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz onu yapın. Sadece isteklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. 
EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, 
OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ.