Memet Fuat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Memet Fuat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2016 Cumartesi

Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar-2 | Nazım Hikmet

Nazım Hikmet
Adam Yayınları
Sayfa Sayısı: 136
Nazım Hikmet'in çok güç koşullarda korunmuş, elden ele geçmiş, bazıları sağlığında basılamamış, bazıları özen gösterilmeden basılmış olan yapıtları, bu işe gönül vermiş eleştirmenlerin çabalarıyla, içerde ve dışarda, yıllardır derlenip toparlanmaya çalışılmış, ama çeşitli nedenlerden kaynaklanan yanlışların, karışıklıkların, tutarsızlıkların bir türlü önü alınamamıştır.
Şimdi Adam Yayınları size Nazım Hikmet'in yepyeni bir toplu yapıtlar derlemesini sunuyor.
Bu yolda daha önce yapılan bütün olumlu çalışmalar, Nazım Hikmet'in kitaplarının ilk basımları, arkasında bıraktığı müsveddeler - mekanik yaklaşımlara düşmeden, durumlara, türlere göre ayrı değerlendirmelere gidilerek - büyük bir özen ve duyarlıkla yeniden gözden geçirilmiş, konunun uzmanı eleştirmenlerin özverili katkıları ve ortak çabalarıyla, sanatçının özellikleri, kendine özgü kullanımları gölgelenmeden, yanlışların düzeltilmesi, karışıklıkların, tutarsızlıkların giderilmesi sağlanmıştır. 

---
Özel adamların, güzel cümleleri vardır. Bu cümleler ile ömrü hayatınızda bir kere tanışırsanız, bir daha bırakmanız mümkün olmaz. Ve bu cümlelerin sahibi, bu kelimelere eşsiz bir dans gösterisi yapan bu kalemin sahibinin kaleminden dökülen herşeyi beyninizin en derinine kazımak istersiniz. Ve Nazım Hikmet, işte o adamlardan. Sadece kağıtlara döktükleriyle yetinmek o kadar zor ki! Onunla ahbap olmak ya da sevdiği bir kadın olmak bir şekilde kafasında o kuramadıklarını da bilmek isterdim.

Piraye'nin Memet'i diyemiyorum. Nazım'ın oğluna bu denli bağlılığını bu kitabı okuyarak anladım. Yine de arada esen o Pirayenin ruhuna ait kokuyu da sevdim. Bazen ansızın mektuplarda Piraye'nin adı geçiyor ve ben de bundan farklı bir huzur buluyordum.

Mektuplar oldukça akıcıydı. Sadece yabancı olunabilecek ya da tam anlamıyla kavranılamamış bir kaç kelimeye rastlamak mümkün. Tabi ben bu durumdan şikayetçi değilim. Eski kelimeleri sevip onlara ayrı bir değer veren biriyim. Mektuplar sayesinde bilmediğim kelimeleri de not aldım ve eski ama benim için yeni kelimelerle haşır neşir oldum.

Her bir sayfası bir hazine gibiydi ve not almadan durmak imkansız. Özellikle yazan ya da yazmak isteyenler için; yol gösterecek öğütler ve altın değerindeki tavsiyeleri ve Nazım Hikmet gibi bir adamın bilgi birikiminden faydalanabilirler. Belki tüm hepsinden değil ama mektuplarda geçenler bile oldukça fazla.

Özellikle şiir yada hikayecilik konusunda Nazım'dan bir kılavuz niteliğinde. Bu yüzden sadece değerli bir kalemin mektuplarını okumuş olmuyorsunuz. Aynı zamanda size ince ince öneriler de sunuyor.


  • Davası, meselesi olmayan kitap kitap değildir. Davası olan kitap, kavgası olan kitap demektir. Kavgasız kitap hareketsiz kitaptır, hareketsiz kitap ise ölüdür. (31)
  • Hayatınıza sokmak istediğiniz kadın ve erkeğin, kocanın ve karının, her şeyden önce yiğit, akıllı ve iyi olmasını isteyin. Yalnız iyilik, yalnızlık akıllılık yetmez, yiğit olması da şarttır. (39)
  • Ama nasıl olsa çıkacağım ve güzel günler göreceğiz, evladım. (66)
  •  Ben halkıma ve insanlığıma o kadar az şey verebildim ki, bunun kat kat fazlasını vermeyi sana miras olarak bırakacağım, galiba bundan başka da miras yiyemeyeceksin benden. (74)
  • Anneni tanıdığımdan beri, okuduğum bütün kitaplardaki ve seyrettiğim bütün filmlerdeki ve dinlediğim bütün hikayelerdeki sevgililerin kadınları yerine onu, erkekleri yerine kendimi koymuşumdur. (96)
  • Ben karıma, ümitsizce, delice aşığım, encamımız hayrola... (99)