Ayşe Kulin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ayşe Kulin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2016 Cumartesi

Okuduklarım | Nisan 2016



Bahar Okuma Şenliklerine bomba gibi giriş yapacağım diye düşünsem de çok bomba bir giriş olmadı. Ama bunu telafi edeceğim. Yüzüklerin Efendisi üçlemesine başladığımdan beri sadece ona odaklanmış olmam biraz beni yavaşlattı. Kitaplarıma puan vereyim dedim ama Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali aşkım beni ne yazık ki engellenemiyor.
Şöyle uzaktan bakarsak çok da iç karartan bir tablo sayılmaz değil mi?

  • Kuyucaklı Yusuf | Sabahattin Ali  5/5
  • Hayvan Çiftliği | George Orwell 5/5
  • Yabancı | Öznur Yıldırım 3/5
  • Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar | Nazım Hikmet 5/5
  • Adı: Aylin | Ayşe Kulin 4/5

28 Nisan 2016 Perşembe

Adı: Aylin | Ayşe Kulin

Ayşe Kulin
Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 380
Aylin Radomisli Cates, 19 Ocak 1995 Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl öldüğüne dair hiçbir iz yoktu. Bir hırsızın saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış, tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı. Kaptıkaçtı tipi arabası, parke taşı döşeli dümdüz avluda, aklın alamayacağı bir nedenle kayarak, dört parmak yüksekliğindeki seti atlamış, meyil aşağı inmiş, ön tekerlekleri yolda, arka tekerlekleri duvara takılı durmuştu. Aylin, arabanın altına çaprazlamasına girmiş, sırtüstü yatıyordu. Üstünde abiye bir gri döpiyes, yakasında yarım ay biçiminde bir elmas broş, parmağında tek taş yüzük vardı. Otopsi raporuna göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü. Türkiye’nin tartışmasız en ünlü kitaplarından biri Adı: Aylin, prenseslikten Amerikan ordusuna uzanan baş döndürücü bir hayatın romanı...

 ---

Okuduğum ilk Ayşe Kulin, kitabı olmadığından diline ve kalemine bir aşinalık aynı zamanda da içimde özel bir sevgi var. Ama bunun dışında gerçekten Ayşe Kulin, kelimelerine yine dans ettirmiş ve akıp giden cümlelerle kısa zamanda elimde sayfalar tükendi. Hatta Aylin'in Osmanlı tarafından geldiğini anlatan yani dedelerini anlatan sayfalar da en az Aylin'in hayatı kadar akıcıydı. 

Başlangıç olarak Aylin'in sonunu okuyorsunuz ve bu durum her kitabın önce sonunu okuyan benim için nefis bir durumdu. O bölümü okuduktan hemen sonra Aylin Radomisli'yi araştırmaya başladım ve araştırdıkça içimi sonu görünmeye bir merak duygusu sardı. 

Aylin'in uçsuz bucaksız aşklarını ve flörtlerini hayretle okudum. Bir kadının gönlünün bu kadar fazla kişiye yer vermesi başlarda garip geldi. Ama Aylin gibi ben de her adamı farklı bir şekilde benimsedim. Bu da Aylin'in içindeki çılgın ve durdurulamaz halinin okuyucuya iyi yansıtılmasıyla alakalı diye düşünüyorum. Tüm aşklarına rağmen Aylin'in samimiyetinden şüphe duymadım. Her adamla en güzel ve en özel anları yaşadı ve ben buna hayran oldum. Yaşadığı yıllardaki özgür ve her istediğini yapabilen bir kadına saygı da duydum. 

Genç yaşında nasıl prenses olduysa 50 yaşında da Amerikan Askeri oldu ve ben daha da fazlasını istedim. Okuduğum kadın 50 yaşındayken bile ben hala onun hayallerinin sadece bir kısmını gerçekleştirdiğini biliyordum. Zaten Aylin 50 yaşında askeriyeye girdiğinde bile benim gözümde en fazla 20 yaşındaydı. 

Yaptıklarına hayran olmamak elde değil. Azmine ve hayallerine saygı duyuyordum ve o paradan daha önemli olan güzel kalbini sevgiye boğmak isterdim. 

Ayşe Kulin'in kalemi sayesinde ben Aylin'i o yanlış olarak düşünülen hareketleriyle bile çok sevdim. Benimsedim. Böyle güçlü bir kadının kalbindeki o güzellik beni kendisine hayran bıraktı. Aylin'i gerçek hayatında tanımayı çok isteyerek kitabın sonuna geldim. 

Kesinlikle bir kadının neler yapabileceğini ve yapacaklarının sonu olmadığını gösteren, Ayşe Kulin'in imzasıyla bize eşsiz bir anlatımla sunulan kitabı her kadının okuması gerekiyor. Aylin Radomisli, daha çok insan tarafından tanınmalı... 

  • Enayilik Türklere vergidir. (95)
  • İnsanlar doğru ve yanlışları kendileri bulmak zorundalar. (100)