23 Haziran 2016 Perşembe

Çekiliş Var! #5

Bloğumdaki 5. çekilişim olsa da Bookstagram hesabımdaki ikinci Tersokur çekilişini başlatıyorum. Çekiliş süresi oldukça kısa olacak ve sonucunda Yabancı Yayınlarından, Rita Hunter kalemiyle Güz Fırtınası'nı hediye ediyorum. 

Çekilişi özellikle instagram hesabımdan başlattım ama buradan da katılımları kabul edeceğim. @tersokur

Çekiliş 7 Temmuz 2016 gecesinde sona erecek ve hemen sonuçları duyuracağım.

Çekiliş Şartları;

  •  İnstagramdan katılım şartlarını, instagram hesabımdan görebilirsiniz. 
Blog katılımları için şartlar;
  •  Bloğumu takip ediyor olmalısınız. 
  • Görseli bloğunuzda duyuru için paylaşmanız.
  • Aynı zamanda facebook,twitter,instagram,tumblr için paylaşımlarınızda ise her birine +1 hak kazanabilirsiniz. 

Blog ile katılacaklar; yoruma katıldığınızı belirten bir yorum atarken mail adresinizi de yazmayı unutmayın. :)
Bol şans...

22 Haziran 2016 Çarşamba

Bahar Kitap Okuma Şenlikleri

Şuraya yine umduğunu yapamayan bir okuyucu çizelim.

2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya manga veya foto roman.
Çizgilerle Nazım / Müjdat Gezen(136)

5. Kategori (10 puan): Evde okunmayı bekleyen veya elinizde olmasa da okumak isteyeceğin 10 kitaptan kurayla belirleyeceğin bir kitap.
 Yabancı / Öznur Yıldırım (600)

7. Kategori (10 puan): "Kadın" temalı bir kitap.
Adı: Aylin / Ayşe Kulin (380)

10. Kategori (10 puan): Normalde okumayacağınız veya uzak duracağınız türde bir kitap.
Seviyorsan Git Konuş Bence / Fatih Yağcı (160)
11. Kategori (10 puan): Mektup veya anı veya biyografi veya otobiyografi türünde bir kitap.
Cezaevinden Mehmet Fuat'a Mektuplar / Nazım Hikmet (135)

19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Kapağındaki baskın rengin kırmızı ve mavi ve yeşil olduğu birer kitap. (Her renkten bir kitap okumanız gerekiyor).
Mavi: Mucize / R.J. Palacio (336)
Kırmızı: Sırça Köşk / Sabahattin Ali (141)
Yeşil: Numaran Bende Var / Sophie Kinsella (452)

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Ölmeden Önce Okunacak 1001 Kitap Listesinden dört kitap. (Listeye buradan erişebilirsiniz)
The Lord of the Rings (The Lord of the Rings #1-3) / J.R.R. Tolkien (1015)

Toplam da 9 kitap okuduğum için: 90 puan
Toplam da 3,355 Sayfa okuduğum için: 33 puan
19. kategorideki tüm kitapları okuduğum için: +30 puan

Toplamda; 153 puan

14 Haziran 2016 Salı

Yüzüklerin Efendisi (1-2-3) | J.R.R Tolkien


Dünya ikiye bölünmüştür, denir Tolkien'ın yapıtı söz konusu olduğunda: Yüzüklerin Efendisi'ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar. 1997 ile birlikte, çok sayıda Türkiyeli okur da "okumuş olanlar" safına geçme fırsatı buldu. Kitabın türkçe basımı Yüzüklerin Efendisi'ne duyulan ilginin evrenselliğini kanıtladı.

Yapıtın bu başarısını taçlandırmak için üç kısmı bir araya getiren bu özel, tek cilt edisyonu sunuyoruz: Hem hâlâ okumamış, "okuyacak olanlar" için, hem de bu güzel kitabın kütüphanenizde gelecek kuşaklara devrolacak kadar kalıcı olması için Yüzüklerin Efendisi yirminci yüzyılın en çok okunan yüz kitabı arasında en başta geliyor; bilimkurgu, fantazi, polisiye, best-seller ya da ana akım demeden, tüm edebiyat türleri arasındaki tartışmasız bir önderliğe sahip. Bir açıdan bakarsanız bir fantezi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş üzerine bir roman. Bir yolculuk, bir büyüme öyküsü; fedakârlık ve dostluk üzerine, hırs ihanet üzerine bir roman.

TEK CİLT VE ÖZEL BASIM
Birinci Kısım: YÜZÜK KARDEŞLİĞİ
İkinci Kısım: İKİ KULE
Üçüncü Kısım: KRALIN DÖNÜŞÜ

--- 

Bu kötü, sahte ve yalan dünyadan bir Tolkien geçti. Geçmeseydi de kalsaydı. Orta Dünya’nın devamını okuyabilseydik. Daha çok, çok yazsaydı da bizler bir “Ah” çekseydik. Yazmamış, her cümlesi ile bize Orta Dünya’yı yaşatmış. Kelimeler aktı gitti, cümleleri işaretlemeye bir başladım sonunu alamadım. Onlar nasıl tasvirler? Bir baktım Entler ile beraberim, bir baktım Gollum karşımda…

Metis Yayınları ile Yüzüklerin Efendisi vasıtasıyla tanıştım ve galiba kendilerine aşık oldum. Zaten kitaba da aşık olmuştum. Aşık olmamak elde değil! Ya her cümleyi yaşadım. Filmini defalarca izlediğim serinin kitabına tek kelime ile ‘vuruldum’. Bu yüzden filmini izlemiş olan herkese bir de kitabını okuyun diyebilirim. Karakterleri özümsemeyi ben kitabıyla daha iyi yaptım. Film çok iyi olmasına rağmen kitap da Yüzük Kardeşliğinde bulunanları daha yakından tanıdım.

Gollum’a olan sevdam daha da büyüdü. Bir tane olsa da benimle beraber yaşasa…
Gandalf, çok efsane biri değil mi? Hayatımın her anında sanki ihtiyacım olabilecek kişi gibi.
Sam, gördüğüm en iyi hizmetkar. Aynı zamanda zekasıyla iyi niyeti ve saf duyguları nasıl harmanlanmış. Muazzam.
Elfler zaten aşklarım ama bu aşkım daha da arttı. Legoslas ve Gimli dostluğu beni benden aldı. Çokça eğlendim.
Bilbo’yu görünce zannedersiniz aylardır göremediğim dostumu buldum.

Film sayesinde her biriyle bir bağ kurmuştum da kitabıyla bu duygularım nirvanaya ulaştı. Büyüdü. Büyüdü. İyice Orta Dünya kafası yaşamaya başladım. Gandalf’ı bilmem de Tolkien beni büyüledi. Gerçekten çok uzamayacağını düşünsem her bir satırını ayrı ayrı yorumlayabilirim. Bittiğine hem üzüldüm hem de sevindim.

Saruman diyor ki; “Büyümüşsün Buçukluk.” Evet, Frodo büyüdü ben de onun gibi kitabın sayfaları arasında büyüdüm. Tolkien'in cümleleri beni büyüttü.

  •  Büyücülerin işlerine karışma, ince iş yapar, çabuk kızarlar. (95)
  • Cesaret hiç beklenmedik yerlerden çıkar. (95)
  • En şişman ve en ürkek hobbitin yüreğinde bile, çaresiz bir tehlike karşısında büyümeyi bekleyen son bir cesaret tohumcuğu gizlidir. (147)
  • Sadece korkusuzlar ve insafsızlar muzaffer olabilirler. (384)
  • Hepsine hükmedecek bir yüzük, hepsini karanlıkta birbirine bağlayacak. (589)
  • Ya temenni ettiğimiz şey vasıl olacak, ya da bütün umutlar nihayet bulacak. Bu yüzden sana, senin için yaptığım bir şeyi yolluyorum. Hoşça kal Elftaşı! (740)
  • Kralın elleri, bir şifacının elleridir. (821)
  • Ümit doğar genellikle, her şey ümitsizleştiğinde. (837)
  • Çünkü artık İnsanlığın Hakimiyeti başlıyor ve Kadim soy ya solacak ya da ayrılacak. (925)
  • Sen Akşam'ı seçtinİ ama benim sevgim Sabah'a verildi. Ve gönlüm yakında onun ebediyen geçip gideceğini söylüyor. (928)
  • Evet, çok büyümüşsün. Hem arif, hem de zalim olmuşsun. (969)

13 Haziran 2016 Pazartesi

Sırça Köşk | Sabahattin Ali

Sabahattin Ali
Yapıkredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 141
 
''Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?''' 

... 

Bahar Okuma Şenlikleri için benim “Kırmızı” kitabım Sırça Köşk oldu. İyi ki de böyle bir seçim yapmışım. Söz konusu Sabahattin Ali olunca zaten kötü bir seçim yapmam mümkün değil.

Öykülere karşı önyargısı olan her bir okuyucunun önyargılarını Sırça Köşk ile kırması mümkün. Benim kısa öykülere karşı bir zaafım olmadığı gibi Sabahattin Ali ile ilgi duymaya başladım. Bir önyargı değildi de kısa olmaları sanırım benim için biraz tereddüt yaratıyor. Şuan ise öykülerinin tadı damağımda kaldı diye düşünüyorum.

Dili ve kalemi yine bir Sabahattin Ali klasiği, yine akıcı ve anlaşılır. Özellikle o eski kelime diyeceğim -ama benim için o kelimeler özeldir- sıralandığı cümleler muazzam. Masallar diye ayrılan bölümde, Koyun Masalı ve Sırça Köşk ise favorilerim oldular.

  •  İstediğim kadar güzel resim yap... Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra... (19)
  • Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür. (34)
  • Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. 'Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?' diyorlar. 'Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir kaşık toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu? (59)
  • Hayır, öyle de değil, ben bir köşeden onların nasıl küçüldüklerini seyrettim; halbuki onlar biraz şaşırmışlar, ama küçüldüklerini yine fark etmemişlerdi. (71)
  • Zaten işkence nedir? İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir. (114)
  • Bu dünyada çobansız da köpeksiz de yaşanabilirmiş. Ama bunu anlamak için her defasında bu kadar kanlı kurbanlar verecek olursak pek çabuk neslimiz kurur. (135)
  • Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter. (141)

12 Haziran 2016 Pazar

Kabasakal | Wattpad Aşkına #3


Kabasakal | siyahvedigerleri

Kabasakal, yeni bir hikaye aslında benim tekrar wattpad okuma sürecine girmem ile beraber yeni keşfettiğim bir hikaye oldu. Bir süredir kopuş halindeydim ve tamamlanan hikayenin finalinden birkaç gün önce keşfettim. Sonuna geldiğimde de keşke daha önce keşfetseydim dedim.

Yazarın ilk hikayesi olan Kabasakal, diğer wattpad hikayelerinin çoğunda olduğu gibi 'kötü çocuk' klişesinde değil. Aksine bu hikayedeki adamlar hiç de kötü çocuk değil. Kötü olanlarda var ama esas adamımızın bir seri katil olma potansiyeli yok. İsmi Efe olan bu adama haliyle aşık olmamak da elde değil. Efe'nin garip bir havası var. Normalde bu koruyucu ve kıskanç tipler beni boğsa da Efe bunların her birini dozunda ayarlayan mükemmel bir adam. Şimdi mükemmel dedik diye çok da kafanızda "kusursuz adam olur mu?" önyargısı oluşmasın kendisi sinirlendiğinde de oldukça sinir bozucu olabiliyor işte tipik erkekler gibi... Yani diyorum ki kendisinin de kusuru var. Ama tipik erkek hallerini atın bir kenara insan sürekli "Bir adam böyle sever mi?" diye soruyor. Güçlü bir adam aynı zamanda aşkı da oldukça güçlü.

Nefes ise hikayemizin ana karakteri ve kendi ağzından bize olayları anlatıyor. Nefes, bazen sinir bozucu olabiliyor. Özellikle bu kendi kafasında kurmasıyla insanı çileden çıkarıyor ama Nefes güçlü bir kadın. Bazen ne istediği konusunda şaşırsa da ne istediğini bilen bir kadın. Kimse mükemmel değildir haliyle Nefes de mükemmel değil. Süper bir gücü ya da hatasız bir yapısı yok ve esasen benim ilgimi çeken de bu oldu. Ne kendini dünya güzeli zannediyor ne de kendini sürekli ezip küçültüyor. Bazen bencil ve düşüncesizken bazen de çok kararlı ve aşık bir kadın. Çok güçlü yani her düşüşün bir kalkışı da vardır ve Nefes bunu becerebilen bir kadın. Kırgınlığını da yaralarını da içine hapsedebilen güçlü bir kadın var hikayede...

Bu iki ana karakter dışındaki karakterler ise ayrı bir dünya diyebilirim. Onları sevmemek elde değil. Genç yazarımız bu konuda oldukça eli bol davranmış ve her bir karakteri sevmemiz için sebep vermiş.Hikayenin kötü çocuğu için bile bazen üzüldüğüm oldu.

Bu hikayesinden önce yazma konusunda nasıl bir durumdaydı yazarımız bilmiyorum ama Kabasakal için şunu söyleyebilirim; her bir bölümde kat kat ilerleme gösteriyor. Finale geldiğinizde tekrar başa dönmek istiyorsunuz ve bunu sağlaması da oldukça büyük bir başarı diye düşünüyorum. Finale yaklaştıkça kalemi olgunlaşıyor ve olağanüstü güzel cümleler ile aşkın birkaç tonunu bize yaşatıyor. Kaleminin olgunlaşma sürecinde ise okuyucularına hiç bir zaman durağanlık yaşatmıyor. Haliyle sıkılarak devam etmeme gibi bir lüksünüz de olmuyor.

Ne yazık ki finaline yakın zamanlarda wattpad sıralamalarında üstlere çıktığı için haliyle geç keşfettim. Ama bu durumda genç yazarın devamında yazacağı hikayeyi beklememe sebep oldu. Aşk dolu, dostluğa dokunan, bazen hüzünlü bazen ise mizahı okuyucu ile buluşturan, samimi bir hikaye. Klişelerden sıkılanlar için güzel bir seçenek olabilir diye düşünüyorum.

  • Senin hayallerine kıyamadığım için saçlarıma kıydım.
  • Ellerin, sakallarıma çok yakışmıyor mu?
  • Umut, bir yolun dönemecinde, var hızla koşarken, birden yetişen bir kurşunla yere serilivermekti.
  • Sakallarına bulaşan bir tek benim rujum olsun istiyorum.