artemis yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
artemis yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2016 Salı

Numaran Bende Var | Sophie Kinsella

Sophie Kinsella
Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 452
2015


Bravo bana! Kaybettim :( Şu dünyada kaybetmemem gereken tek şeyi kaybettim. Nişan yüzüğümü! Magnus’un üç nesillik aile yadigarı.
Ve şimdi, tam da annesiyle babasının döndüğü gün kaybettim. Kaybetmek için o günü buldum. Derin derin nefes al, Poppy.
Olumlu düşün :)
Bir hayır yemeğinde kızlarla iki kadeh şampanya devirdikten sonra Poppy’nin hayatı bir anda tepetaklak oldu. Yalnızca nişan yüzüğünü kaybetmekle kalmadı, arkasından yaşanan panikte cep telefonundan da oldu. Titrek bacaklarla otelin lobisinde dört dönerken, bir çöp kutusunda terkedilmiş bir telefon buldu. E, mal bulanındır demişler! Artık otele bir numara bırakabilirdi. Kaderinde vardı demek ki!
Tek sorun şuydu ki, telefonun sahibi işadamı Sam Roxton, onunla aynı fikirde değildi. Cep telefonunu geri istiyordu ve Poppy’nin, tüm mesajlarını okumasından ve özel hayatına burnunu sokmasından hiç hoşlanmamıştı. Üstüne üstlük yüzüğü bulana kadar Poppy’nin tek elle idare etmesi gerekecekti (!) Düğün hazırlıkları, Sam’in geçici asistanlığı vazifesi ve başına bizzat açtığı türlü belalar yüzünden işler iyice karışacaktı.

--

Sophie'nin kızlarını okurken her zaman sinirleniyorum. Hatta Alışverişkolik Serisi'ni yarıda bırakmıştım. Ama bu sefer gerçekten ben bu kızı sevdim. Yine Sophie'nin kendi kızlarından ama bu sefer çok tepkili okumadım. Aksine severek ve merak ederek bir gün sürmeden bitirdim.

Yazarın kalemini bir kere okuyan herkes bilir ki fazlasıyla akıcı bir dile sahip, üstelik bir anda boğazınızda yumru bırakır ya da sinirlendirir ya da sizi kahkahalara boğar. Yine bunların her birini bana yaşattı. Kurgusunu da kızını da hatta güzel adamımızı da çok sevdim. Dolu dolu kahkahalar atarak okudum.

Kurgu, kısa bir zamanı kapsıyor ama hiç sıkmadan o kısa zamanı bize okutmayı başarmış. Okurken gerçekten fenalık geçirmemiş olmam çok şaşırtıcı. Ağır ilerleyen kitaplarımın arasında bir nefes almak için okudum ve pişman olmadım. Hatta bu şevkle sanırım tekrar Alışverişkolik Serisine döneceğim.

15 Mart 2016 Salı

Dört | Veronica Roth "Uyumsuz Serisi"

2016
Sayfa Sayısı: 280
Veronica Roth
Artemis Yayınları

tek bir seçim
onu geçmişinden kurtaracak
tek bir seçim
onu geleceğine kavuşturacak
tek bir seçim
tehlikeleri açığa çıkaracak
tek bir seçim
onu sonsuza dek değiştirecek
tek bir seçim
onu özgürleştirecek

VeronicaRoth, dünya çapında çok satan UYUMSUZ serisine, okurların çok sevdiği Tobias’ın, yani Dört adlı karakterin gözünden yeni bir kitap ekliyor. TRANSFER, ÇÖMEZ, OĞUL ve HAİN başlıklarından oluşan dört hikâyeye ek olarak Tobias’ınTris’le yaşadığı çok özel anların kayıtlarını da içeren DÖRT, Tobias’ın geçmişine ve kalbinden geçenlere dair heyecan verici ipuçları barındırıyor.

Efsanevi UYUMSUZ üçlemesinin başlangıcına tanık olmaya hazır mısınız?

Diyorum ki;

Seriyi ne yazık ki oldukça geç bitirdim. Bir türlü son kitabını elime almak istemedim. Bunun sebebi sadece seriye veda etme sürecini uzatma isteğimdi. Yandaş kitabında yaşadığım kayıplardan ziyade bir de Tobias'ın ağzından olan bu kitabı biraz sindire sindire okumak istedim.

Tris'in gözünden okuduğum tanıdık sahneleri Tobia'ın gözünden, onun duygularıyla okumak beklediğimden daha güzeldi. Hatta biten bir seriye bir de onun gözünden bakmak benim için güzel bir deneyim oldu. Tabi bu kadar sevmemin kötü tarafı sindirerek değil de hızlıca okumam oldu.

Yazarın dilinin akıcılığına diyecek çok fazla laf yok. Bir erkeğin gözünden yazma konusunda da çok başarılı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Tüm seriyi kadın karakterden okumanın bocalamasını yaşamadım.

Seri için şunu söyleyebilirim;
Tobias'ın gözünden okuduğum yerler sayesinde seriye daha hakim hissediyorum. Toabia'ın aslında zorunlu bir cesur olma düşüncesi hayal kırıklığı yaratır diye düşünürken onun kafasının içinde olmayı çok sevdim. Tris'in gerçek bir cesur oluşunu her anında gururla okudum. Tobia'ın iç dünyasına girmeyi ve kendime orada yer bulmayı çok sevdim. Ve Tris'e olan tutkusunu sonuna kadar hissettim. Sanıyorum ki Tris açısından okurken bu kadar yoğun bir tutku hissedememişim.

Bana kalsa seriyi baştan itibaren Tobias'ın gözünden okuyabilirim. Yazar keşke böyle güzel bir jest yapsa diye düşünüyorum.