epsilon yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
epsilon yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Mayıs 2016 Cuma

Ölüme Fısıldayan Adam | Büşra Yılmaz


"Ayna ile yüzüm arasında birkaç santim kala durdum ve parmaklarımı yüzümde gezindirdim usulca. Sanki akmış makyajım, siyaha boyamıştı yüzümü. Arasına gözyaşları dolsun diye kuruyan dudaklarım, yüzümün siyahına inat pespembeydi. Gözlerim ise, kıpkırmızı. Ne acı bir renk cümbüşüydü bu. Kader tanrısının acı paletine, renkleri boşaltması gibi… Ve yüzümde, görünmez ayak izleri vardı sanki. Biri, çiğneyip geçmiş ve en yukarı tırmanmış gibiydi. Alnımı biraz geçince, tam yukarıda durup kendini aşağı bırakmış… Yani gencecik yüzümde, ölü bir ruhun ayak izleri vardı sanki.
Parmaklarım, tam bir yıldır düğümü çözülmeyen boynuma kaydı. Sanki ağlasam, tam oradan biri konfeti patlatacak ve gözyaşı yerine simsiyah konfetiler süzülecekti yanaklarımdan. Küvetin taşan suları ayaklarıma değerken, içimin taşan suları yanaklarımdan sessizce akıverdi."
Beklenen kitap geliyor.
Ölüme Fısıldayan Adam çok yakında çıkıyor!

14 Ocak 2016 Perşembe

4N1K | Büşra Yılmaz

Büşra Yılmaz
Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 438
Baskı Yılı: 2015
Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlikte büyüdüğü dört çılgın erkek arkadaşı yüzünden akranlarından biraz farklı bir kız haline gelmiştir. Dünyası, on iki yıllık dostları, gamzeli kahramanı Ali, tek ideolojisi3P (pizza, pijama, pislik) üzerine kurulu bir çılgın, Oğuz, sevgilisini kendi vesikalık resminden bile kıskanan demirli, Gökhan ve notları toplamda bile 100’e ulaşamayan çorap fetişisti tatlı çapkın Sinan’dan ibarettir. Kalbi dördüyle tıka basa dolu, hayatı onlarla rengârenk olduğu için aşka ne inancı vardır ne de ihtiyacı... Ama bir gün rutin (!) hayatı, doğum gününde gelen bir paket ile tümden değişir. Paketin içinde, gizemli bir âşıktan gelen, kızımızın asla giymeyeceği türden gösterişli bir elbise ve içinde de bir not vardır.


Diyorum ki;


Wattpad iyi kalemleri de bizimle tanıştırıyor. Ki bunlardan benim için en özel olan insan Büşra Yılmaz'dır. İlk kitabı ve ilk imza günüyle ülke gündeminde oldu. Peki, hak etti mi? derseniz. "Evet," derim. İlk olarak 4N1K’yı okursanız belki abarttığımı düşünebilirsiniz. Bende hak veririm.

Lakin kendisinin kaleminin özelliği ile tanışmak isterseniz hala wattpad isimli uygulamada paylaştığı hikayesi Ölüme Fısıldayan Adam’ı okumalısınız. (Kendisi Epsilon ile kitap olma sürecine doğru hızla gidiyor.)

4N1K’ya gelirsek gencecik beş gencin aşırı mizah hayatlarını ele alıyor. Bir an bile akıcılığından taviz vermeden ilerliyor. Yaprak, özel bir karakter ve ben onun için ‘erkek fatma’ diye avam bir tabir kullanmayacağım. Kalbi de kendi de güzel ve özel bir karakter.

Alikuş ise ‘esas oğlan’ diye tabir edilse de onun karakteri de fazlasıyla özel ve güzeldir. Kendisi bir BadBoy değil. Kızları yatağına atıp, kendini mahallenin kabadayısı sanan bir dingil, hiç değil. O bir Gamen! Gencecik bir insan nasıl bir aşk yaşar Ali ile görebilirsiniz. O masumluğunu yitirmiş hikayelerdeki esas oğlanlardan çok farklıdır. “Sen hariç, Yaprağım,” diyerek kalbimizi kazanan gamzeli çocuktur. Özel ve güzeldir. Otuz yaşındaki bir kadını da kendine hayran bırakır. Liseli bir genç kızı da kendine aşık edebilir.

Oğuz, eşek sıpası bir karakterdir. Kendisini meme ve pizza sevdasına rağmen bir ‘sapık’ gibi göremezsiniz. Yaşadığı ilişkisi ise adeta orjinallik abidesidir. Kitabın benim için en eğlenceli karakteridir.

Sinan ve çoraplarını sevmemek mümkün değil. Üstelik o egosunun altındaki şirin karakterine ne yazmalı bilmiyorum. Kendisi ‘kız sever’ ama o da bir bad boy değil.

Gökhan, küfürlerinin orjinalliğine keşke kitap da sansür uygulamasalardı. Biz onu öyle sevmiştik. O psikopat halleri ve klasik Türk erkeği hallerini ben bile seviyorum. Kitabın son kısmında beni benden aldı. Koskoca Gökhan gitti ve olgun, düşünceli ama kalbimizi kırık bırakan adam geldi.

Kitabına özel yazdığı final, kesinlikle beni tatmin etti. Beklediğimize ve okuduğumuza değdi. Yani tatsız, aceleye getirilmiş bir son okumadım. Büşra Yılmaz’ı da daha çok sevdim. Eğer taze ve genç bir yazara şans vermek isterseniz, okumalısınız.

Kalemine, yüreğine sağlık Anakuş…

13 Kasım 2015 Cuma

Düşman | Meryem Coşkunoğlu

Yazar: Meryem Coşkunoğlu
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Baskı Yılı: 2015
Sayfa Sayısı: 583

Kasveti en az kendisi kadar büyük uçurumdan düşen kadın, kendini karamsar adamın kanlı ellerinde bulmuştur. Kanlı eller, yeni kurbanına kavuştuğu gibi parmaklarını ince boğaza sarmaya, beyaz teni morartmaya başlamıştır. Miras diye ortaya atılan bir iddia, hem ilk hem de son yalandır. Bu yalan, yaprak gibi savrulan yorgun ve kırık bedenin en büyük kalp ağrısıdır. Savaşçı ruhun silahını tutan duygusuz adam, ruhu silmeye meyillidir. lakin zehirden doğan beden onu etkisi altına alacaktır.

Benliğini arayan bir adam, alevleriyle dansa davet eden ateşi harlayan bir kadın;iki düşmanın hikayesi.

Diyorum ki;
Düşman, benim Wattpad uygulaması sayesinde tanıştığım bir hikayeydi. Soluksuz okudum. Kurgusunu sevdim. Her bölümü sabırsızlıkla bekleyip, sindire sindire okudum. Meryem, 1999 doğumlu genç bir kızdı. Ama kelimelerini sevdim. Kurgusunu sevdim. Yarattığı Uzay Soykır'ı sevdim. Sadist bir tarafı olan kısımları sevmekten bahsetmiyorum. Ama Uzay Soykır'ın farkını sevmiştim. 

4N1K'dan sonra ikinci kez bu uygulamadan çıkan bir kitabı aldım. Kapağı görür görmez vuruldum. Fazlasıyla Uzay ve Ecre'yi yansıtıyordu. 

İşte herşey kitap elime geçene kadar güzeldi...

Kitabı aldım. İzin günümde okuyayım dedim. Tabi merakıma yenilip uygulamaya son eklediği kısımdan sonrasını okumak istedim. 583 sayfası olan kitabı çevirdim. Çevirdim. En son Wattpad uygulamasında okuduğum yer 563. sayfadaydı. Hayatımda bir süredir ciddi anlamda böyle beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap olmamıştı. Ben 20 sayfa için gidip kitabı almıştım. Kitaba verdiğim paraya değil de finalinin bu hızlı halini sevemedim. O tatlı heyecanım için üzüldüm.

Ben sayfa sayısını görünce heyecanlanan sıradan bir okuyucuyken sadece uygulamadakinden farklı 20 sayfa okudum. Yazarına ulaşıp bu yorumumu ona yapabilirim. Ama taze bir yazara hevesini kırabilecek sözler söylemek istemiyorum.

Geriye kalan sayfaları okudum. Bir tarafım dedi ki bu kız öyle bir final yazmıştır ki 20 sayfa acısını unutursun. Ama yine olmadı. İkinci bir hayal kırıklığı yaşadım. Ne Uzay Soykır'a doyabildim. Ne de hikayeye... Tadı damağımda kaldı. 'Kitap bitti, ben de bittim.' demek isterdim. Ama olmadı. Görkem ile alakalı kısım sürpriz oldu ama bu kadar. Çok üzüldüm. Hiç unutamayacağım bir final bekledim. Uzay ve Ecre'nin tutkulu sahnelerindeki anlamsızlık, sırf iyi bir cümle kurmak için kurulan bir iki cümle ve 'Ölmek için fazla ölüsün' cümlesi beni yorumsuz bıraktı. Wattpad'in o güzel hikayesi Ölüme Fısıldayan Adam'ın cümlesiymiş gibi gelen bu cümleyi görmek istemezdim.

Yine de Uzay Soykır'ı tanımak güzeldi.