okuyorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
okuyorum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2016 Cuma

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku | İlhami Algör


İlhami Algör
İletişim Yayınları
Sayfa Sayısı: 58


 “Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi.
“Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarsı.”

“Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi.
“Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku,” dedi, arkasını dönüp gitti.

Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor... Bülbülün çilesi, yazarın zulası... inceden sarma bir sigara, inceden bir bardak... Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.

İlhami Algör, alelacayip aşkların ve oyunbazlığın, hüzünlü dolambaçların yazar›.

Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, İtalyan Yokuşu’ndan aşağı, rüzgâra asılıp Tophane’ye inen roman. Avaramu!

--


Filmini bir kaç ay önce Erdal Beşikçioğlu sayesinde izlediğim ve mükemmel bulduğum için kitabını okumak da farz oldu.

Ellisekiz sayfalık kısacık bir kitap ama her cümlenin altını çizmek istedim. Tek taraflı sapık bir tutku mu? Bana kendisini bir saat içinde ikinci kez okutturan sayfalar sadece tutku mu? Yoksa Müzeyyen isminim güzelliği mi?

Diyaloglar çok az ama çok tadında ve adamın kafasındakiler sayesinde diyalogların azlığını pek umursamadım. Hatta bu durumdan memnun oldum. Farklı ve özel bir üslubu var yazarın ve ister istemez ne yazsa okurum haline bürünüyorsunuz. En azından bu ağır kafa karmaşasının o tatlı esintisini sevdim.

"Müzeyyen" seslenmesi ne güzel bir isim? Ah Müzeyyen bu çok derin bir kafa karmaşasıydı ve adam sana tutunmayı çok istedi. Okuyun ve güzel mi değil mi buna kararı siz verin. Ben şimdi üçüncü kez okumaya gidiyorum.

  • Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. (7)
  • Hikâyeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor, sabahları kadından önce uyanıp evden tüyerek, şehrin uzak bir köşesine gidiyor, elleri kıçında oraya buraya takılıyor, birileri ile tuhaf muhabbetlere giriyor ve her akşam kadından önce eve dönüp, günün hikayesini yazıp, görülebilecek bir yere iliştirip, yine arazi olup, ta ki gece yarısı, uyumakta olan kadının yanına sokulup, birbirlerini bir güzel sevip ve adam, sabahın kör vakitlerinde, yine sevişmelerle bitecek bir gece için erkenden sokaklara süzülüp… (18)
  • Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku. (20)
  • Mesafeli bir yerden başka birinin sesiyle konuşuyordu. oraya nasıl ve ne zaman gitmişti, ben mi göndermiştim? Taksi mi tutmuştu? (21)

16 Nisan 2016 Cumartesi

Bahar Okuma Şenliği 2016

Kış okuma şenliğindeki sonucum bir hüsran olsa da kendimi tutamadım. Aslında bu şenlik için en sevdiğim durum okumadığım kitapları okumak oluyor. Bu yüzden Bahar Şenliğine katılıyorum ve hazır işten de çıkmışken bu sefer kendim için daha umutluyum. Öyle bir azimle başlıyorum ki her kategoriye bir kitap aradım buldum. Elimde olanları tüketirken yeni alacaklarımı da böylece belirlemiş oldum.

1. Kategori (10 puan): Olayların bahar mevsiminde geçtiği veya baharı, çiçekleri, börtü böceği çağrıştıran bir kitap.
Aşık Kuşlar / Cecelia Ahern

2. Kategori (10 puan): Bir çizgi roman veya manga veya foto roman.
Çizgilerle Nazım / Müjdat Gezen

3. Kategori (10 puan): Yaşanmış bir savaşı anlatan bir tarih kitabı veya olayların yaşanmış bir savaş döneminde geçtiği kurgusal bir roman.
Ateşten Gömlek / Halide Edip Adıvar

4. Kategori (10 puan): Anti-kahraman bir karaktere sahip bir kitap. (Öneriye ihtiyacınız varsa goodreads sayfalarına buradan veya buradan ulaşabilirsiniz)
1984 / George Orwell

5. Kategori (10 puan): Evde okunmayı bekleyen veya elinizde olmasa da okumak isteyeceğin 10 kitaptan kurayla belirleyeceğin bir kitap.
 Yabancı / Öznur Yıldırım

6. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Fikrimin İnce Gülü / Adalet Ağaoğlu

7. Kategori (10 puan): "Kadın" temalı bir kitap.
Adı: Aylin / Ayşe Kulin


8. Kategori (10 puan): İşlenen suçun cinayet olmadığı polisiye/gerilim türünde bir kitap.
Erebos /  Ursula Poznanski 

9. Kategori (10 puan): Gilmore Girls listesinden bir kitap. (Listeye buradan erişebilirsiniz)
Fahrenheit 451 / 

10. Kategori (10 puan): Normalde okumayacağınız veya uzak duracağınız türde bir kitap.
Seviyorsan Git Konuş Bence / Fatih Yağcı

11. Kategori (10 puan): Mektup veya anı veya biyografi veya otobiyografi türünde bir kitap.
Cezaevinden Mehmet Fuat'a Mektuplar / Nazım Hikmet

12. Kategori (10 puan): Kitap Ağacı'nın aylık kitaplarından veya herhangi bir Kitap Ağacı Kulübü tarafından Bahar Okuma Şenliği sırasında okunacak bir kitap.
 Kadın Olmayı Hatırlamak /  Bülent Gardiyanoğlu

13. Kategori (10 puan): Basılı tek bir kitabı olan bir yazardan bir kitap.
Muhtelif Evhamlar Kitabı /  Ömür İklim Demir

14. Kategori (10 puan): Hayvanların ana karakterlerden biri olduğu bir kitap.
Beyaz Diş /  Jack London

15. Kategori (10 puan): Genç yetişkin türünde bir kitap.
Köpek Düşleri / Marcus Zusak

16. Kategori (10 puan): Olayların Güney Yarımkürede geçtiği bir kitap.
Yüzyıllık Yalnızlık /  Gabriel Garcia Marquez  

17. Kategori (10 puan): Kendi ülkesinde yaşamayan / yaşamamış bir yazardan bir kitap.
Ara Dünya /

18. Kategori (Her kitap 10 puan, 3 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 50 puan)Olayların geçtiği yerin kitabın isminde yer aldığı üç kitap.
 Anayurt Oteli / Yusuf Atılgan
Paris ve Londra'da Beş Parasız / George Orwell
Dublin Caddesi / Samantha Young

19. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplam 60 puan): Kapağındaki baskın rengin kırmızı ve mavi ve yeşil olduğu birer kitap. (Her renkten bir kitap okumanız gerekiyor).
Kırmızı: Sırça Köşk / Sabahattin Ali 
Mavi: Mucize / R.J. Palacio
Yeşil: Numaran Bende Var / Sophie Kinsella


20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Maymun Aklı / Daniel Smith

En Çok Beni Sev / Julia Quinn
Baba ve Piç / Elif Şafak
Kırmızı Saçlı Kadın / Orhan Pamuk


21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Ölmeden Önce Okunacak 1001 Kitap Listesinden dört kitap. (Listeye buradan erişebilirsiniz)
The Lord of the Rings (The Lord of the Rings #1-3) / J.R.R. Tolkien
Dorian Gray’in Portresi / Oscar Wilde

Şato / Franz Kafka
Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck


22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 80 puan): Kendinizin belirleyeceği bir temaya uyan dört kitap.

Tema: Peyami Safa'nın Eserleri
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Canan
Mahşer
Cumbadan Rumbaya
 

6 Ocak 2016 Çarşamba

Okuyorum: Erken Kaybedenler | Emrah Serbes

Emrah Serbes
İletişim Yayınları
143 Sayfa
2015
AnKara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik, hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz...
Baba çalışıyor, anne ev hanımı, muhafazakârlığın kalesi...İşçiler, yoksullar, teyzeler, abiler... Kolay ağlayan sert adamlar... Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı... Kıskanç, gururlu, saf ergenler... Emrah Serbes, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış erkek çocukları konuşturuyor... Kederli, insana dokunan komik hikâyeler bunlar...

“Dizinin dizime değişi, Handan’ın annesi için bir kelebeğin kanat çırpışıysa benim için kasırgaydı. Kaç sene geçti, hâlâ unutmam, günde en az beş sefer aklıma gelir. Biliyorum bu durumun, kökeni memeden kesildiğim güne kadar uzanan psikolojik nedenleri vardır. Ama bir kadını unutulmaz yapan şey, bir vakitler ona duyulan arzunun şiddetiyle doğru orantılı değil midir? O arzunun kıyısında, gerçekleşme olasılığının tam yanı başında, sanki arada başka hiçbir engel yokmuş gibi rahat davranabilmekle, kendini o tatlı yanılsamaya kaptırabilmekle doğru orantılı değil midir? Bu olgunun da mı sorumlusu benim mutsuz geçen çocukluğum? Cevap? Yok! Kalırsın öyle...”
Taşrada ve kâinatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikâyesi...

Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...

Arka kapak yazısı kitapyurdun'dan alıntıdır.

19 Aralık 2015 Cumartesi

Okuyorum: Korkma Kalbim | Ahmet Batman


KORKMA KALBİM | AHMET BATMAN
(kitapyurdu.com'dan alıntıdır.)
Kedileri seven kadınlar yalnızlıktan korkarmış, köpekleri ise aslında kendilerini güvende hissetmek istediklerinden severlermiş... Sen filleri severdin ve bir fil kalbi kırıldığında ölebilirmiş.  Sen filleri boşuna sevmiyorsun güzel kadın. Sen kalbinin kırılmasından korkuyorsun da haberin yok. Korkmasın kalbin çünkü o artık benim de kalbim...
- Benim korkak kalbim size âşık oldu...
- Kutu kutu pense oynamıyoruz küçük bey, aşkı çocuk oyunu mu sandınız siz?
- Aşkın bir oyun olmadığını öğrenecek kadar büyüdüm ama şayet aşk bir çocuk oyunu olsaydı ve o oyunun adı da kutu kutu pense olsaydı tüm dünya size arkasını dönse bile ben size arkamı dönmezdim küçükhanım...
- Böyle konuşursan kilitlenirim ben ama...
- Eğer kilitlendiğiniz yer kalbim olacaksa bundan memnuniyet duyarım.
- Susuyorum.
- Ben de size...

16 Ekim 2015 Cuma

Okuyorum: Yandaş | Veronica Roth


Yandaş | Veronica Roth 
Artemis Yayınları 

Tek bir seçim Seni dönüştürebilir Tek bir seçim Seni yok edebilir Tek bir seçim kim olduğunu belirler Birinin korkularını çekip aldığınızda, merhamet duygusunu da almış olursunuz. Tris Prior'ın bir zamanlar inandığı topluluk sistemi çöküşün eşiğinde. Bu nedenle Tris, yeni bir dünya keşfetme fırsatını tereddütsüz kabul ediyor. Çünkü Tobias'la birlikte çitlerin ötesinde yalanlardan, iç içe geçmiş ilişkilerden ve acı hatıralardan uzak, yeni bir hayat kurma şansı olabilir. Oysa Tris'in öğreneceği gerçekler, ardında bıraktıklarından çok daha tehlikeli. Bildiği her şey anlamını hızla yitirirken, Tris insanın karmaşık doğasını anlamak için savaşmak zorunda. Tabii cesaret, dostluk, fedakârlık ve aşk gibi imkânsız seçimlerle de karşı karşıya.

Arka kapak yazısı, kitapyurdu.com'dan alıntıdır.

16 Aralık 2013 Pazartesi

Okuyorum: Sır Tutabilir Misin? | Sophie Kinsella


Sır Tutabilir Misin? | Sophie Kinsella
Dersler,bunalımlar derken kafa dağıtıcı eğlenceli bir şeyler okumaya karar verdim ve Sophie Kinsella ile tanıştım. 
Arka Kapak
Emma'nın diğer kızlardan hiçbir farkı yok. Yani, onun da sırları var!
Annemden sakladığım sırlar 
Bekaretimi annemle babam alt katta Ben Hur izlerken, misafir yatak odasında Danny Nussbaum'a bahşettim. 

Erkek arkadaşımdan sakladıklarım,
Kırk bedenim. Connor'ın sandığı gibi otuz altı değil.
Ayrıca Connor'ın gereğinden fazla yakışıklı olduğunu düşünüyorum. Kendisini hep Ken'e benzetmişimdir. 
Hani şu Barbie ve Ken'deki Ken'e.

İş arkadaşlarımdan sakladıklarım İş arkadaşım Artemis beni cidden sinir ettiğinde, yani hemen hemen her gün, masasındaki saksı çiçeğini portakal suyumla besliyorum. Fotokopi makinesini de bozan bendim. İşin aslı, bozulan ne varsa marifet benim! 
Hiç kimseyle paylaşmayacağım sırlar… 
Tanga popomu ısırıyor. CV'mdeki matematik notum gerçeği yansıtmıyor. 
NATO'nun açılımını bilmiyorum. Hatta ne işe yaradığını da! 
Bunlar benim sırlarımdı. Ta ki hepsini uçakta bir yabancıya yumurtlayana kadar. En azından o sırada yabancı olduğunu sanıyordum!

Orjinal İsim: Can You Keep a Secret?
Basım Yılı: 2010
Çeviri: Bilge Turan

12 Şubat 2013 Salı

Okuyorum: Şeytanı Uyandırma | John Verdon




 Şeytanı Uyandırma | John Verdon

Aklından Bir Sayı Tut ve Gözlerini Sımsıkı Kapat ile John Verdon'un kalbimdeki yeri fazlasıyla değerlidir.Her kitabını soluksuz okumuş biri olarak koşa koşa gidip üçüncü kitabını da aldım.
Geç oldu ama aldım. :)
Olayların hızlıca girişini yine çok sevdim.İlk sayfalardan kapıldım bakalım bu sefer sonuna kadar nasıl ilerleyecek.

Arka Kapak
Asla o karanlık odaya girme.
Sabaha çıkmak istiyorsan şeytanı uyandırma.

Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Özellikle Dahi Dedektif Dave Gurney bir olaya müdahil olup hiç kimsenin göremediği detayları ortaya çıkardığında, çıkışı olmadığı düşünülen labirentin çıkışını ustalıkla bulduğunda...

Gurney, bir seri katil üzerine belgesel hazırlayan genç bir kıza danışmanlık yapmayı kabul eder. On yıl önce yaşanan bu olaylarda kurbanların hepsi keskin bir nişancı tarafından zifiri karanlıkta, pahalı Mercedes arabalarını kullanırken, aynı açıdan ve noktadan kusursuz biçimde vurulmuş ve bedenlerinin yanına birer oyuncak hayvan bırakılmıştır. Asla aydınlatılamayan bu cinayetlerin üstüne bir perde çekilmiştir ve kimse bu perdeyi kaldırabilecek kadar cesaretli değildir. Tek bir kişi dışında.

Gurneyin, kimseye izini belli etmeyecek kadar dahiyane bir plan yapmış olan bu caniyle oynayabileceği tek bir oyun vardır. Ölüm oyunu: Kendini hedef göster, o sana gelsin.


"Zeki bir adamı karmaşık bulmacalar çözerken izlemek müthiş bir keyif. Gurney işte bu yönüyle farkını ortaya koyuyor."
New York Times

"Her sayfada artan gerilimle, bir psikopatın iç dünyasının derinliklerine ineceksiniz."
Publishers Weekly

"Şaşırtıcı bir son ve tam bir şaheser. Tırnaklarınızı kemirtecek kadar heyecan verici."
New York Journal of Books


6 Şubat 2013 Çarşamba

Okuyorum: Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught



Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught

Judith dediniz mi durur kalbimin ritmini kontrol ederim.Judith benim favori yazarlarım sıralamasında en tepededir.En dolu kitaplarını okumuşluğum var.Ama yayın evi çevirmeleri geciktirdikçe bende bitirmemek adına hem de arada farklı yazarlar okumak için sürekli J.M okumuyorum.Bu yüzden hala okumadığım kitapları var.
Kristin Hannah'ın son kitabını okumaya başladığım an finaller,dersler üst üste geldi ve kitabı bitiremedim.Doğru düzgün başlamadım bile dersler yüzünden hayattan soğudum.Judith beni kendime getirecek tek yazardı.Kitabıyla buluşunca aynen böyle oldu.Tatil de film kitap molası verdim desem de yine geç başladım kitaba ama 200 lü sayfalara gelmiş bulunmaktayım.
Bu kadın her kitabında nasıl başarıyor böyle erkek karakterler yaratmayı?
Ah Judith sana aşığım biliyor musun?

Bu arada kitabın kapağı tek kelime ile 'berbat' Ancak bu kadar hikaye ile alakasız hikayedeki kadınla alakasız bir kapak olabilirdi.

Arka Kapak
Judith McNaught'ın en güzel aşk romanlarından biri olan 'Sonsuza Kadar', özgür ruhlu, Amerikalı bir genç kızla huysuz bir İngiliz lordunun hikayesi. Anne babasını kaybeden Victoria, uzak bir akrabasının yanına sığınmak üzere, uzun bir okyanus yolculuğu yaparak İngiltere'ye gelir ve kötü şöhretli Lord Jason Fielding ile tanışır. 
 Lordun küstahlığı karşısında şaşkına dönse de, bir panterin acımasızlığına ve zarafetine sahip olan genç adam ona çok çekici gelir. Karşı koyamadığı bu çekim sonucunda, kendini Jason ile evli bulduğunda, Victoria için mücadele ve üzüntü dolu günler başlamıştır. Genç kız pek çok sınavdan geçecek, bu arada koşulsuz sevmeyi, özveriyi ve sonunda ulaştığı sonsuza dek sürecek aşkın değerini bilmeyi öğrenecek; taş yürekli Lord Fielding'e de aynı şeyleri öğretecektir.

8 Ocak 2013 Salı

Okuyorum: Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


 Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


Aynı şeyin özlemini çeken iki kadın... 

Ailenin Ne Anlama Geldiğini Öğrenecekleri Duygusal Ve Dokunaklı Bir Yolculuk...



Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Maloneu çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwestteki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West Endde, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angienin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.



Angie, Lauren Ribidoyu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Laurenı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.



"Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor."
RT Book Reviews



"Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor."
Booklist



"Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı."
The Washington Post Book World



"Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı."
Publishers Weekly 

2 Ocak 2013 Çarşamba

Okuyorum: Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca


 Pucca'yı severek okuyan kısımda yer alanlardanım.İlk iki kitabını severek okudum gittim geç de olsa üçüncü kitabını da aldım.Kısa sürede biteceğine ve finallere yaklaşırken kafamı dağıtacağına eminim.Daha ilk sayfalardan seni seviyorum be kadın ne eğlenceli yazıyorsun dedim.

Arka Kapak
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor... 



"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

18 Aralık 2012 Salı

Okuyorum: Empati | Adam Fawer


Kitabı ne zaman aldığımı bile unuttum ama daha yeni başladım.Kitap aldığımda kullanılmamışken şimdi 5 kişinin elinden geçmişe benziyor.Neyse ki sonunda ödünç alan arkadaşımdan yalanla dolanla kitabımı aldım ve okumaya başladım.Başlardan çıkardığım tek şey en az Olasılıksız kadar karışık.

OLASILIKSIZ'IN YAZARI ADAM FAWER'LA YENİ BİR YOLCULUĞA HAZIR MISIN?
Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. 
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. 
Bu kitabı kapatabilirsiniz. 
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. 
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. 
Ama sorun şurada: ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. 
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. 
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. 
Bu nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz onu yapın. Sadece isteklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. 
EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, 
OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ. 

6 Ekim 2012 Cumartesi

Okuyorum: Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstal


Kitabı gelmeden almıştım elime yaklaşık 15 gündür kitap elimde sürünüyor.Ama okuyorum inatla okuyacağım.Sadece şimdilik beni pek sarmadı.Tabi benimde bunalımdan bunalıma girmem ve odaya sadece uyumak için gelmemle alakalı bir uzama süresi oldu.
Yinede okuyorum ve okuyacagım :))

Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstall
Londra’nın güney batısında yeni açılan şık spor salonuna üye olan dört kadın bir yandan mekik çekip pilates yaparken bir yandan da çene çalıp dertlerini paylaşırlar ve zamanla sıkı dost olurlar.
Bu dostluk onları sıkı sınavlardan geçirir ama birlikte olmaktan vazgeçemezler.
Uzun zamandır mesleğini yapmayan öğretmen Percy, kocasının kıskançlığına boyun eğip hukuk okumasına rağmen ev kadını olan Patrice, sakatlanarak bale kariyerine son vermek zorunda kalıp içmimar olan Carmen ve başarılı bir üst düzey yönetici olan Suzanne…
Kahramanlarımızın kendi hikâyelerini ve birbirleriyle arkadaşlıklarını okurken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

“Eğlenceli, duygusal, hareketli… Bu güzel romanda her şey var!”
Penny Vincienzi

“Eğlenceli ve samimi… Nihayet gerçek kadınlar hakkıında yazılmış bir kitap okudum!”
Amanda Platell
 

9 Eylül 2012 Pazar

Okuyorum: İncir Kuşları - Sinan Akyüz

İncir Kuşları - Sinan Akyüz
Her ne kadar evdeki kalabalıklardan ve hazırlıklardan vakit bulamasamda sonunda okumaya başladım.Bir saat sonra kendimi 80. sayfalarda buldum.Elimde birkaç aydır tuttuğuma pişman oldum keşke daha önce okusaydım.Henüz 96. sayfadayım savaş Bosnaya gelmemiş olmasına rağmen Suada ve Tarık aşkı beni ısıtmaya yetti.Tabi umarım bu durum çok uzamaz ve katliamı okumaya başlarım.
Kitapda Bosna'nın adetleri ve özelliklerinden bahsetmeleri çok hoşuma gitti.

Birde Tarık efendinin sarfettiği sözler.

Şimdilik 63. sayfadaki sözü benim aklımda kalanlar arasında..
"Berlin'de bir kez daha anladım ki, sen benim özgürce nefes aldığım Saraybosnam gibisin."

Arka Kapak
Sinan Akyüz’den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi…

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan İncir Kuşları’nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı…

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı’nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp’tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada’ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise “Kalbimde iki kişiye yer yok” cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu… Sonra da kader onu bir zamanlar ‘hayır’ dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış “Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?” demişti.

Modern zamanlarda Avrupa’da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları…

Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır…

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Okuyorum: Olasılıksız-Adam Fawer


 Olasılıksız-Adam Fawer
Biraz geç olsa da Olasılıksız'a başlayabildim.
Çok ilerleyemeden araya bayram girse de en kısa zamanda okumak niyetindeyim. :) 

Arka Kapak >>Bir sabah, yıllardır görmediğiniz bir arkadaşınızı düşünerek uyandınız. Bir saat sonra, onunla sokakta karşılaştınız. Sizce bu sadece bir tesadüf mü, yoksa çok daha farklı bir anlamı olabilir mi? Siz hiç Loto’da büyük ikramiyeyi kazanmadınız. Ama birileri kazanıyor. Hem de sürekli! Onlar sizden daha mı şanslılar?

Şans nedir gerçekten? İçinizde bütün parayı kırmızıya yatırmanız gerektiğini söyleyen bir his var. Bu his bir öngörü müdür? Yoksa daha fazlası mı?

Yolda gidiyorsunuz. Kafanızı çevirip yandaki küçük parka baktınız ve bir anda bu anı daha önce de yaşamış olduğunuzu hissettiniz. Evet, Deja Vu. Sizce nedir Deja Vu; Geçmiş mi, rüya mı yoksa geleceği mi görüyorsunuz? Eğer siz de kontrolün kimde olduğunu merak ediyorsanız, ‘OlasılıkSız’ tam size göre bir roman..

10 Ağustos 2012 Cuma

Okuyorum: Gece Yolu-Kristin Hannah


Her gün sahur hazırla,iftar hazırla,misafir ağırla,çay ver diye dolu dolu geçse de zamanlarım sahurdan sonra hikaye yazmaktan vakit ayırıp bir şekilde yine alıyorum kitaplarımı elime..
Bir Hannah kitabı bitirip hemen diğerine başladım. 
Yorumlardan sonrada tek isteğim ağlatma beni Kristin.

Arka Kapak >>

Ateşböceği Yolu, Kış Bahçesi ve Gerçek Renkler kitaplarının yazarı Kristin Hannah’ın aşka ve kaybetmeye dair dokunaklı yeni romanı

Hayat size bir dizi seçenek sunar. Beklemek... Geçmişe tutunmak... Unutmak... Affetmek...
Siz hangi yolu seçerdiniz?

On sekiz yıldır çocuklarının ihtiyaçlarını her şeyden üstün tutan Jude Farraday’in ikizleri Mia ile Zach zeki ve mutlu birer gençtir. Defalarca evlatlık verilen ve karanlık bir geçmişe sahip olan Lexi kısa sürede Mia’nın en yakın arkadaşı ve bu birbirine bağlı ailenin de bir parçası olur.
Jude çocuklarının iyi bir yaşam sürmesi ve tehlikelerden uzak olmaları için her şeyi yapmıştır. Ancak lisedeki son yılları hepsini büyük bir sınavdan geçirir ve sıcak bir yaz gecesi, verilen yanlış bir kararla hepsinin hayatları altüst olur. Farraday ailesi göz açıp kapayıncaya kadar paramparça olacak, Lexi her şeyini kaybedecektir. Sonraki yıllarda, hepsi o gecenin doğurduğu sonuçlarla yüzleşir ve unutmaya çalışır. Ya da affetme cesaretini kendinde bulmaya...
Hayat dolu ve evrensel bir roman... Gece Yolu annelik, kimlik, aşk ve affetmeye dair soruları derinlemesine işliyor. Hem kaybetmenin verdiği şiddetli acıyı hem de ümidin hayret verici gücünü gözler önüne seren aydınlatıcı, yürek parçalayıcı bir roman. Kristin Hannah aile özlemi, insan kalbinin direnci ve sevdiklerimizi affetme cesaretine dair unutulmaz bir hikâyeyi olabilecek en iyi şekilde anlatıyor.

“Gece Yolu insan ruhunun affetme konusundaki eşsiz gücüne dair özel bir kitap.” -New York Journal of Books

“Gece Yolu’nu okuyup da hikâyesinden ve karakterlerden etkilenmemeniz imkânsız. Kitabı bitirdikten sonra bile etkisini birkaç gün üzerinizden atamayacaksınız.” -The Huffington Post

“Gece Yolu’nu son sayfasına kadar ağlayarak okuyacaksınız.” -The Daily Mail

26 Temmuz 2012 Perşembe

Okuyorum: Kış Bahçesi-Kristin Hannah

Sonunda Tess'in kitabı bitti de biricik yazarımın kitabına kavuştum.
Anında sardı olayı beni daldım içine.Tabi ramazandı sahurdu iftardı derken koşturmadan adam gibi odaklanamasamda yarın ki Ankara yolculuğumda oldukça ilerleyeceğimi düşünüyorum.


9 Temmuz 2012 Pazartesi

Okuyorum: Tess Gerritsen

Üzerime dana otursa ancak şu anki kadar etkili olurdu.Neyseki üzerimdeki dana biraz zayıfladı sanırım üşengeçliğimi yavaş yavaş atıyorum.Kitaplarıma ve filmlerime gömüldüm.
Tess Gerritsen ile ilk defa karşılaşıyoruz.Sahafımında önerisiyle Günahkar ile başladım.
Tam olarak başladım da sayılmaz daha ilk yirmili sayfalardayım.

Ama OKUYORUM sonuçta.. 
=)