27 Şubat 2016 Cumartesi

Çekiliş: Kitap Eylemi



Söz konusu kitap olduğunda dayanamıyor ve çekilişe katılıyorum. Henüz bir tane bile kazanamamış olsam da bu durumdan farklı bir zevk alıyorum. Gece gece Kitap Eylemi'nin çekilişini de görünce de katılmadan duramadım. 
Ve çekiliş hali hazır da katılımları bekliyor.. :)

Çekilişe katılmak için TIKLAMANIZ yeterli.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Ölüme Fısıldayan Adam | Wattpad Aşkına #2


Ölüme Fısıldayan Adam
| mishapm

4n1k ile mizahı yaşatan Büşra Yılmaz'ın wattpad uygulamasında paylaştığı bir hikaye daha var. Üstelik mizah kelimesinin yakınından geçmeyen bir hikayesi var.

Ölüme Fısıldayan Adam, benim için bu uygulamadaki özel hikayelerden bir tanesidir. O kadar özel ki nasıl yorumlanır? kestiremiyorum. Büşra'nın o kaleminde boğulurken Okyanus'un ortasında kalıyorsunuz ve günden güne Okyanus'a aşık bir Balık olup çıkıyorsunuz.

Özgür ve Yosun, ana karakterler. Aynı zamanda benim için uygulamanın en baba karakterleridir. Bu kadar özel ve orjinal bir hikaye daha henüz okumadım. Çok farklılar ve bu farklarını okurken yaşıyorsunuz. Bir anda Özgür'ün aptal balığı gibi hissediyorsunuz. Bir anda tüm kıskançlık duygularınız tavan yapıyor ve bir Okyanus'unuz olsun istiyorsunuz. Bu sıradışı adam ve kadının özelliğinde boğuluyorsunuz. 

Cümlelerin her biri ve aralarındaki diyaloglar özenle yazılmış. Tekrar tekrar okuma isteği yaratıyor. Her bir cümleyi alıntılamak ise hobiniz oluyor. Büşra'nin kalemi tutan parmak uçlarından tek tek öpme isteğim var. Yazmaya gönül veren insanın yaşına değil de yazdıklarına bakmamız gerektiğini yüzümüze vuruyor.

Ağır bir ilerleyişi var ama cümleler öylesine ruha dokunuyor ki hiç ağır gelmiyor.  Daha ilk bölüm girişi ile zaten sizi içine hapsediyor. Yazarın, kaleminin o özelliğini ve tadını esas bu hikayede anlıyorsunuz. Büşra'nın o tatlı halinin yanında böylesine bir kurguyu yazabilmesi için özel bir kafası olduğunu düşünüyorum. Kendisinin geleceği olduğununda eminim. Ölüme Fısıldayan Adam, bir çok kitabı gerisinde bırakacak kadar özel ve güzel...

Hikaye, Mart ayı sonlarına kadar elimize kitap olarak geçecek diye bir haber verildi. Büyük ihtimalle yazarın diğer kitabı gibi Epsilon yayınlarından çıkacak. Bölümler kalkmadan uygulamadan kesinlikle okumalısınız...

  • Gencecik yüzümde sadece ve sadece ölümün ayak izleri vardı.
  • Ben senin acılarına, senden daha çok aşığım.
  • Yosundum bir kaya altında özgürleşiyorum. 
  • Yürüyemiyorsan uçarsın dedi ölüme fısıldayan adam, ben de ona uçtum.

Hikayeye ulaşmak için TIK

6 Şubat 2016 Cumartesi

Memleketi Ben Kurtaracağım | Gülse Birsel

Gülse Birsel
Doğan Kitap
Sayfa Sayısı: 188
2015
Bu kitapta, hem ülkeyi yönetmeye talip olduğum bazı siyasi yazılar, hem de politikayla hiiiç ilgisi olmayan makaleler bulacaksınız.

Misal ilk bölümde otobiyografimi kaleme aldım. Henüz genç bir kız olduğum için 7 yazıda bitti. Gülecek bir şey yok, daha bir espri yapmadım!
Kitapta ayrıca, diyetten antidepresanlara, astrolojiden sosyal medyayı nasıl kullanmanız gerektiğine, pek çok anekdot ve tavsiyem var. O bölüme bir kişisel gelişim kitabı muamelesi yapabilirsiniz. Yazıları dikkatle okuyup, benim yaptıklarımı asla yapmazsanız, kişisel olarak gelişeceğinize inanıyorum.

Ama çok da fazla gelişmeyin. Madonna vücut geliştireyim dedi, kolları ne oldu gördünüz...

Yani ismine aldanıp sadece siyaset okumak için kitabı alan ve şu an iade etmeye karar verenler, paranızı geri vermeyeceğiz!

Yedim bile ben o parayı! Simitle üçgen peynir aldım, yedim.

Paranızı değil, ama ülkenin hali yüzünden kaybettiğiniz kahkahanızı geri verebilirim belki. Ümidim o.

Milletçe ortak üst kimliğimizin bir huni olabileceği, kafayı sıyırdığımız şu dönemde, bir iddiam var: Kapaktaki cankurtaran üniformalı temsili fotoğrafımın da anlattığı gibi, memleketi ben kurtarabilirim! En azından denerim. Durumumuz daha iyi olur mu, bilmiyorum. Ama daha kötü olamaz diye düşünüyorum! En azından acık güleriz be? Ha?


Diyorum ki;

1.75’lik israf diye kendini tanımlayan Gülse Hanım’ın aksine ben bu kadını ‘muazzam’ buluyorum.
Otobiyografi dediği o kısacık ‘yedi’ başlığa doyamadım. Yüz yedi başlık olsa okurdum diye düşünüyorum. Her röportajını sıkıca takip edip, zekasına ve çalışkanlığına hayran olunca haliyle az geldi. 

Gülse’nin zekasına laf eden var mı? Bilmiyorum. Ama varsa efendim bu kitabı alsın ve özellikle kendini siyasete kaptırıp, güldürürken düşündürdüğü kısımları okusun, diyorum. İnce ince dokunduruyor. Sadece siyasette değil aslında tüm düzene söyleyecek bir lafı var. 

Bir bakıyorsunuz Gülse Birsel’i başbakan olarak hayal ediyorsunuz. Bir bakıyorsunuz reisi cumhurumuz da Gülse Birsel! Mecliste onu hayal ederken kendimi yakaladığımı söyleyebilirim. O kürsünün ardında sürekli düşüp duran bir gözlük ile harika bir milletvekili olmuyor mu? Vallahi benim gözümde canlanıyor. Özellikle meclis başkanı konumuna çok yakıştırdım. Bir elinde tokmak ile birbirinin saçını başını yolan milletvekillerinin başına indirişini de canlandırdım. Bir de boy anlamında bayağı avantajlı olacağı için çok zorlanmaz diye düşünüyorum. 

En son “PARTİ KUR OY VERELİM!” derken kendimi bulmaktan korktum. 

116. Sayfadaki “Adisyon Lütfen” şiiri ise kelimelerimi tüketiyor. Beni benden alan o şiir için söyleyecek tek bir cümlem yok. O şiiri bir çıktı halinde alıp odamın bir köşesine tablo yaptırmak istiyorum. 

Merkel ve Obama için düşündüğü seçim şarkıları harika, yani bu kadını bir partiye alsalar sanıyorum ki biz millet olarak ilk defa seve seve meclis yayınlarını falan bekleriz. Hatta her hafta meclise halk arasından beş şanslı kişi alınsın diye kampanya başlatırız. Ülkece yüzümüz güler. 

“Ayol hep siyaset mi konuşacağız?” diyor ve sonrasında beklemediğim kadar gülmeye başlıyorum. Şimdi “Memleketi ben kurtaracağım” dedikten sonra haliyle bu bölümü beklemiyordum. “Trekking” macerasına bayıldım. Gupse Özay’ın haline gülsem mi ağlasam mı bilemedim ama açık olayım baya güldüm. 

Ve yine beklemediğim bir şekilde, boğazımda bir yumru ile kitabın son sayfalarına ulaştım. Gülse Birsel, Gazanfer Özcan Usta ile kapanışı yapıyor. Bu bölüme yorum yapmak yerine kısa bir alıntı paylaşacağım;

Bana bakıp, “İnşallah, buradan çıkarsam…” diyor. Gözlerimi kapatıp bağımı eğiyorum ve diyorum ki: “Evelallah, yaparsınız.”… Gülümsüyor.


Kış Okuma Şenliği 2015 #1

Şenliğe liste hazırlarken daha hızlı gitmeyi hedeflesem de herşey planladığım gibi gitmedi. Ama bir şekilde önümdeki bir haftalık tatili çok iyi değerlendirmeye çalışacağımı düşünüyorum. Şimdilik ilk okuma raporum pek iç açıcı değil. :)


9.Kategori(10 puan): 2015 yılında çıkmış bir kitap
Bir Gün Beni Ağlayacaksın - Tunç İlkman / Okuyan Us Yayınları, Sayfa Sayısı: 212

10.Kategori(10 puan): Yazarından imzalı ya da yazarından imzalı olmasını gönlünüzden geçirdiğiniz bir kitap
Erken Kaybedenler - Emrah Serbes / İletişim Yayınları, Sayfa Sayısı: 143

20.Kategori(Her bir kitap 10 puan, tum kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan):Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız 4 yazardan birer kitap. Yazarların ikisi kadın ikisi erkek, ikisi Türk ikisi yabancı.
 Memleketi Ben Kurtaracağım - Gülse Birsel / Doğan Kitap, Sayfa Sayısı: 188

21.Kategori:(Her bir kitap 10 puan, tum kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 90 puan): Kitapların isimlerinin bir tanesi tek kelimeden, bir tanesi 2 kelimeden, bir tanesi 3 kelimeden, bir tanesi 4 kelimeden, bir tanesi 5 ve uzeri kelimeden oluşan 5 kitap
Sokaklar Uyudu Artık Öpüşebiliriz - Umay Umay / Altıkırkbeş Yayınları, Sayfa Sayısı: 76

Kitap Sayısı: 4 ve 40 puan
Sayfa Sayısı: 619

3 Şubat 2016 Çarşamba

Kitap Alışverişi #2


Sadece Lûgat365'i alıp çıkacağım diyerek Kitapyurdu'na giriş yaptım. Sonrasını pek hatırlamıyorum.

1) Lûgat365 / Bazı Kelimeler Çok Güzel 
Can Yayınları

Bazı Kelimeler Çok Güzel...
Lugat 365 projesi, 2014 yılının sonlarına doğru, Banu-Onur Ertuğrul çiftinin aklına düşer. "Hissikablelvuku" gibi, "müşkülpesent" gibi bazı kelimeler, hem söylenişleri, hem de kapsadıkları anlam alanları, dolu dolu geçmişleri ile ne güzeldirler. Kolları sıvar, 2015 yılı boyunca her gün beğendikleri bir kelimeyi twitter üzerinden paylaşmaya, eski kelimeleri unutmuş ya da hiç duymamış günümüz toplumunun dikkatine sunmaya başlarlar... Öyle ki, zamanla paylaşılan kelimeler o günün güncel olaylarına, duygularına göndermeler içermeye, adeta "yaşamaya" başlar.. Takipçileri kısa zamanda yüz binleri bulur...
Lugat365 paylaşımları 2015 yılı sonu itibariyle sona erecek. Ama yayımladığımız kitap, o kelimeleri bir araya getirerek önemli bir kaynak ve başucu sözlüğü olacak. Kendine özel tasarımı ve sunumuyla..

2) Değirmen / Sabahattin Ali 
Yapı Kredi Yayınları

"İşte adaşım, sana seven bir Çingene'nin hikayesi. Çiçeklerin açtığı bir mevsimde, senin kollarına yaslanan ve çiçekler kadar güzel kokan bir vücutla uzak su kenarlarında oturtmak ve öpüşmek, yoruluncaya kadar öpüşmek hoş şeydir... (...) Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir."

3) Memleketi Ben Kurtaracağım / Gülse Birsel 
Doğan Kitap

Bu kitapta, hem ülkeyi yönetmeye talip olduğum bazı siyasi yazılar, hem de politikayla hiiiç ilgisi olmayan makaleler bulacaksınız.

Misal ilk bölümde otobiyografimi kaleme aldım. Henüz genç bir kız olduğum için 7 yazıda bitti. Gülecek bir şey yok, daha bir espri yapmadım!

Kitapta ayrıca, diyetten antidepresanlara, astrolojiden sosyal medyayı nasıl kullanmanız gerektiğine, pek çok anekdot ve tavsiyem var. O bölüme bir kişisel gelişim kitabı muamelesi yapabilirsiniz. Yazıları dikkatle okuyup, benim yaptıklarımı asla yapmazsanız, kişisel olarak gelişeceğinize inanıyorum.  

4) Siyah Kelebek / Zodi
Dex Kitap

Zodi’nin ilk romanı Siyah Kelebek, apokaliptik türe yepyeni bir soluk getirecek büyük bir keşif. Karanlığın delirttiği insanların yaşadığı bir dünyada, Tek kurtuluş ölümken... İntihar yasaklanmıştı. Ölümsüz bir dünyada yaşanan ölümlü bir aşk... Sargas için utanç, Capella için uyanış zamanı! Zihnin karanlık dehlizlerine yolculuk başlıyor...