16 Ağustos 2013 Cuma

Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #2)


Bu kitabın adı değişip direk Christian falan olmalı.Karakter hakkındaki soruların çoğuna cevap verildiği bu romanı en çok bu yüzden sevdim.En içten Christian burdaydı.İster istemez her kadının tapabileceği erkeğe ben de inanılmaz derece de kapılmış bulunmaktayım.
Ayrıca bu kitabın bdsm kısımları da gözüme batmadı.Aksine hoş bile geldi.

Ana'nın bazen sinir bozucu bir karakter olduğunu düşünsem de kendi fikirleri olan ve kendi karakteri olan bir karakter olmasını seviyorum.Christian'a itaat etmeme konusunu seviyorum.
Sadece Christian ve Ana'ya odaklanılmasının bunaltıcı olduğunu düşündüğüm anlar çok oldu.Kate'in dolu dolu olmasını dilerdim.Aynı şekilde Grey ailesini ve Christian'ı ailesiyle okumayı isterdim. Ana'nın ağzından okuyoruz onun ailesi ile olan garip iletişimsizliği de ayrıca gözüme battı.
Ana'nın evlilik teklifini kabul etme olayını da çok basit buldum.Bu kadar herşeyi özenle düşünen adama karşı bu kadar basit bir 'evet'i sevemedim.Seks sahneleri dışında hiçbir özen yok desem olur sanırım.
Yine de Grey var Ana'nın Elli Tonu adam güzel yahu onun için okunmaya değer.

Akıcılığı konusun da ilk romandaki kadar iyi olduğunu söyleyebilirim.


Arka Kapak
Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı...
Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.
Ruhu yaralı genç girişimci Christian Greyin karanlık sırlarının yıldırdığı Anastasia Steele, ilişkilerine son noktayı koyup bir yayınevinde çalışmaya başlar.
Ama Greye duyduğu karşı konulmaz çekim hâlâ etkisini sürdürmektedir. Grey yeni bir teklifle gelince ona karşı koyamaz. Nihayet her şey daha iyiye gidiyor gibi göründüğü sırada birden geçmişin hayaletleri ortaya çıkar. Anastasia, sorunlu, hırslı ve talepkâr Elli Tonun sinir bozucu geçmişi hakkında, tahminlerinin çok ötesinde şeyler öğrenir ve ilişkileri bir kez daha tehdit altına girer.
Grey içindeki şeytanlarla savaşırken, Ana da hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalır. 
Ve bu kararı tek başına vermelidir...


Yazar: E L James
Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 640
Baskı Yılı: 2013

4 Ağustos 2013 Pazar

Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey Serisi #1) | E.L James

          Uzun zamandır Çok Satanlar listesinden inmedi.Tüm dünyayı salladı terimi bu üçleme için iyi bir tabir olur sanırım.İnsanların elinden düşmedi üstelik bu üçleme sayesin de bu tarz romanların önü açıldı.Benzerleri mi dersiniz taklitleri mi bilemem ama bir öncülük yaptığını inkar edemeyiz.

          Çok Satanlar listesine giren kitapları biraz bekletiyorum.İnsanlar okuyup sindirsin ve ben daha sonra alayım istiyorum.Öyle de oldu aylar sonra aldım.Dayanamayıp başladım.
               Romanın sayfa sayısına bakıp ürkmemek lazım yazar kelimelerini seçerken hakkını basit ve sade kelimelerden yana kullanmış.Karmaşadan arınmış basit anlatımı sayesinde roman oldukça akıcı oluyor.Akıp gidiyor siz de peşinde sürükleniyorsunuz.Sıkılıp boşladığım bir an olmadı.

          Kitabın bdsm kısımlarını seven ne kadar çoksa sevmeyenler de bir o kadar çoktu.Tabi sevip sevmedim diyenlerde vardır elbet ama bir kadının kılavuzu olabilecek nitelikte diye düşünüyorum.İkili arasında ki tutkuyu çok sevdim.Kendi tabirleri ile Vanilya Seks'in olduğu her satırı da severek okudum.Yalnız bu bdsm kısımlarını sırf okumak için okudum.O kısımlardan çok hoşlanmadım.Ya da fazla mantık kısmına takılı kaldığım için sevemedim.
          Christian karakterine yorum yapmadan geçmek istemiyorum.İçin de beslediği sert seks duygularına rağmen bu adam kadınların yeni adamı olmaya adaydır.Uzun zamandır bir karakteri böylesine sevmemiştim.Kitabı alırken daha farklı yansıtılıyor olumsuz yorumlarda ama tam tersine bir karakter görünce şaşırdım.Ne istediğini bilen Ana'ya abartılı bir değer veren nadide bir adamdır kendileri.Elinde ki tüm fırsatları kadınının önüne sunması fazla etkileyici...

         Devamını okuduğumda düşüncelerim değişir mi bilemiyorum ama şuan seriyi sevmiş durumdayım.Karakterleri sevdim.Bir sürü soru ile bitmesini bile sevdim.


Arka Kapak
Romantik, özgürleştirici ve kesinlikle bağımlılık yaratıcı... 
Bu roman dengenizi sarsacak, sizi ele geçirecek ve ebediyen sizinle kalacak.

Edebiyat ögrencisi olan Ana Steele, genç girişimci Christian Greyle röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ananın güzelliği, zekâsı ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder, ancak şartları vardır...

Greyin sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen -çokuluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır- Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken, Ana, Christianın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder.


Yazar: E L James
Çevirmen: Sevinç S. Tezcan
Yayınevi: Pegasus
Sayfa Sayısı: 576
Baskı Yılı: 2013

30 Temmuz 2013 Salı

Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer | Kerstin Gier

Yakut Kırmızı
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 1)
Orjinal isim: Rubinrot - Liebe Geht Durch Alle Zeiten
Kerstin Gier
Pegasus Yayınları / Roman Dizisi

İçinde aşkın tüm renklerini bulacağınız, macera dolu, unutulmaz bir seri...

Geçmişin gölgesinde kalmış bir aşk. Fantastik bir dünyada hayat bulan, muhteşem bir zaman yolculuğu. Gizem, heyecan, romantizmin olağanüstü karışımı

Bazen sırlarla dolu bir ailede yaşamak gerçekten de zordur. 
En azından on altı yaşındaki Gwendolyn bundan kesinlikle emindir. Ta ki günün birinde kendini 18. yüzyıl Londra'sında bulana dek.İşte o zaman ailesinin en büyük sırrını öğrenir: Zaman yolculuğu! Ancak bu yolculuklarda genç kızın hislerine yer yoktur. Çünkü aşk, durumu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramaz!

"Eğlenceli, romantik, merak uyandırıcı... Konu inanılmaz derecede sürükleyici ve elinizden bırakmanız imkânsız... Heyecan dolu finalleri, serinin bir sonraki kitabını sabırsızlıkla beklemenize neden olacak..."
-Justine Magazine-

"Macera, romantizm ve tarih dolu bir seri arayan okuyuculara şiddetle tavsiye edilir."
-School Library Journal-

Safir Mavi 
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 2)
Orjinal isim: Saphirblau - Liebe Geht Durch Alle Zeiten

Zamanda yolculuk aşka engel olabilir mi?

Acemi bir âşığı geçmişe yollamak iyi bir fikir olmayabilir!
En azından on altı yaşındaki çömez zaman yolcusu Gwendolyn böyle düşünüyordur.
Bu macerada Gideon ve Gwen dünyayı kurtarmak ya da menuet dansını öğrenmek gibi pek çok sorunun üstesinden gelmek durumunda kalacaktır. (Üstelik ikisi de hiç kolay değildir!)
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Gideon büsbütün tuhaf davranmaya başlayınca, Gwendolyn artık hormonlarını kontrol altına alma zamanının geldiğini anlayacaktır!

Çünkü işin içinde aşk varken zaman yolculuğu yapmak pek mümkün görünmemektedir...

"Eğlenceli ve gizemli! Belki de aşk, zaman ve mekânın tüm kurallarını yıkabilecek tek şeydir!"
-Barbara Wegmann-

Zümrüt Yeşil 
(Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 3)
Orjinal isim: Smaragdgrün - Liebe geht durch alle Zeiten 3

İçinde aşkın tüm renklerini bulduğunuz unutulmaz serinin son kitabı...

Bir kadın kalbi kırıldığında ne yapar?
En iyi arkadaşını arar, çikolata yer, belki haftalarca aşk acısı çeker.
Ancak zaman yolcusu Gwendolyn Shepherd, elinde olmayan nedenlerden dolayı enerjisini başka şeylere harcamak zorundadır. Örneğin hayatta kalmak...

Çünkü geçmişte yaşayan Saint Germain Kontu'nun yaptıkları, geleceği tehlikeli bir şekilde etkilemeye başlamıştır.
Gwendolyn ve Gideon aşk acısına rağmen ipucu bulmak için 17. yüzyıldaki büyüleyici bir baloda menuet dansı yapmakla kalmayacak, kendilerini unutulmaz bir maceranın da içinde bulacaklardır...

"Gizem, gerilim, bilimkurgu, romantizm ve maceranın doyurucu bir karışımı. Okuyucular tüm seriyi bir solukta bitirecek..."
-Augsburger Allgemeine-

Yayınevi: Pegasus
Yazar: Kerstin Gier
Çeviri : Firuzan Gürbüz

Beni Hep Sev | Pinkfreud


Pinkfreud bu sefer klavyesini konuşturmuş.Tabi ki edebiyat anlamın da bir şey kattığından falan bahsetmiyorum.Ama akıcılıkta doruklara tırmanmış.
Hatun üç kitabının arasın de en iyisini yazmış.Okumaya başladığınız an içine çekiliyorsunuz.Keyfiniz yerine geliyor.Eğleniyor,şaşırıyor,heyecanlanıyorsunuz.İlk ikisin de olmayan çoğu duyguyu burada yaşıyorsunuz.
En duygusal anlarda bile Pinkfreud eğlenceli yazmayı biliyor.Kimi seçecek kim ile olacak ha yakalandı yakalanacak derken her defasın da şaşırtıyor.
Okuru nasıl keyiflendireceğini biliyor.
Fazla yoruma gerek yok tatil de kafanızı dağıtacak güzellikte alıp okunacak güzellikte olmuş.

Arka Kapak
Aynı kişiyi ikinci defa sevmek mi,
aynı anda iki kişiyi sevmek mi daha zor?

Eski sevgiliyle yeniden birlikte olmak yapılabilecek en büyük salaklık mı yoksa gerçek aşk mı?

Yeni sevgilisini, kendisini başkasıyla aldatan eski sevgilisiyle aldatan bir kadına ne denir?

Peki ya o hep aranan, istenen, arzulanan "doğru ve düzgün" adamı bulduğumuzda ne olur? 

O kafede neler oldu?

Kendisini aldatan, yalan söyleyen, mutsuz eden hayatının aşkıyla, tüm kadınların hayallerini süsleyen ideal adam arasında kalan ve "Başkalarının doğrularıyla yaşamaktansa, kendi yanlışlarımla yaşamayı tercih ederim." diyen Pelinin hikayesi...

Merak ettiğiniz bütün soruların cevaplarını ve tam 2 yıl sonra Bora ile buluştukları o kafede neler olduğunu öğrenmek ister misiniz?

Kendine özgü deli-dolu ve cesur kalemiyle Pinkfreud, bu sefer belki daha mutsuz, daha umutsuz ama kesinlikle daha aşık!

Sayfa Sayısı: 233
Baskı Yılı: 2013
Yayınevi: Okuyan Us Yayınları

29 Haziran 2013 Cumartesi

Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls



Bir Soru Bir Aşk | David Nicholls

One Day ile gönlüme taht kuran David Nicholls bu sefer biraz hayal kırıklığına uğrattı.Defalarca başa alıp konuya adapte olmaya çalıştım.Hem merakım hem de bitirme takıntımla her sıkıldığımda tekrar başa aldım.Konuya girebilmek için bu kadar zorlanınca haliyle elimde 47 gündür sürünüyor.Sonunda bitirdim ama tamamen bitirmek için bitirdim ve bir işkence gibiydi.

Brian karakteri fazla saf mı yada boş mu demeliyim bilemiyorum.Amaçsızca yaşayan bir karakter çıkmış.Şapşallıklarına gülmedim.Yaptığı şakalara gülmedim.Gülümseme adına en ufak bir tepki göstermedim.Arkasındaki yorumlara baktığımda her okuyan fazlasıyla eğlenmişti ama bende o etkiyi yaratmadı.Ezik ve ne yaptığını bilmeyen gerçekten durumu saflığın ötesine geçen karakteri çok zayıf bir karakter var ve okurken hoşlanmadım.
Sadece Brian değil diğer karakterler de çok yavan ve samimiyetsiz geldiler.

Aslında kitap tamamen yavan ve samimiyetsizdi.O kadar olayların dışında kalıyorsunuz ki! 
Başlarda çeviriyi suçluyordum ama çevirene suç bulmamak lazım ilerledikçe anladım.

Bir ara gerçekten ümitlendim sorularla konuları bağdaştırdığımda keyif almaya başlamıştım.Sayfalar ilerledikçe bu durum yine eskisine döndü.Sıkıcı bir üniversite hayatı ne yaptığını ve neden orada olduğunu idrak edemeyen bir insanın hayatını okumak beni eğlendirmedi.

Sayfalar ilerlemiyor kurulan cümlelerde o kadar yabancılaşıyorsunuz ki çevirmeden okusak olurmuş diye düşünebilirsiniz.David Nicholls'un Bir Gün kitabını okuyanlar o güzel kitabın büyüsü ile bu kitabı almasınlar.

Bir karın ve baş ağrısı ile bitirdim ve birde hayal kırıklığım vardı.

Arka Kapak

Bir Soru Bir Aşk

Bir kadın bir erkekte aslında ne arar?

Çok Satan Bir Gün Kitabının Yazarından Kalpleri Fethedecek Yeni Bir Roman

Brian Jackson üniversiteye büyük umutlar, hedefler ve gizli bir de arzuyla gelmiştir: Üniversiteler Düellosuna katılmak. Şimdi bu şansla birlikte aşkı da bulan Jackson, hem yarışmayı hem de sevdiği kızın kalbini kazanabilecek midir?

"Bize güvenin, bayılacaksınız."
Arena

"Elimden bırakamadım. Bayıldım."
Alan Cumming

"Dokunaklı, sıcacık ve eğlenceli… Bu kitabı okuyun."
Daily Mail

"Enfes! Herkese öneririz.
Paul Morley, Richard&Judys Book Club

Yayınevi: Pegasus
Yayın Yılı: 2013