24 Mart 2016 Perşembe

Nemesi ile "Deli"

Gülsen Kılıçarslan
Nemesis Kitap
2016

Wattpad'de yazmaya başlayan Gülsen Kılıçarlan'ın Nemesis ile çıkardığı kitabı "Deli" isimli kitabını hala duymayanınız kaldı mı? Açıkcası Wattpad'de ilk hikayesi Şurimşine'yi okuyup Deli'ye de bir süre devam ettim. Sonrasında bir soğuma yaşadım ve kütüphanemden çıkardım.

Tüm ilgimi Gülsen Hanım'ın katıldığı bir programı izleyerek tekrar kazandım. Orada kendini anlatan o kadını ben sevdim. Sonra baktım ki Deli çoktan 'çok satanlara' girmiş. Henüz okumadım ama diğer bad boy hikayelerinden oldukça farklı olduğunu bilecek kadar da hikayeye hakimim. Üstelik öyle bir kitlesi var ki kendilerine "Deli Tayfası' diyorlar ve yazarlarıyla birebir iletişim halindeler. Kitabın doğal olması ve içten olması da ayrı bir artısı diye düşünüyorum. Ben Wattpad önyargısı olmayan bir okur olarak, kitabı kitapyurdu listeme ekledim. Eğer sıra gelirse almak istiyorum. 

Buyrun bu da arka kapağından;

Annem ve babam, bana karşı hiçbir zaman, o sevgi dolu ve ilgili anne babalar gibi olmadılar. O yüzden ben de küçüklüğümden beri kendimi. rengârenk hayaller kurarak mutlu etmeyi öğrendim. En sevdiğim hayalin rengi ise beyazdı. Beyaz bir gelinlik... Beyaz, mutluluğun, askın ve bir gün kendi yuvamı kurabileceğimin müjdecisiydi. Bu evde kavuşamadığım huzura, kendi kurduğum yuvada sabip olacağıma gerçekten inanarak büyümüştüm. Oysa şimdi ailem, bu hayalimi de elimden almıştı. Benimle hiçbir ilgisi olmayan bir olaydan dolayı, biç tanımadığım ve civardaki herkesin Deli diye bildiği bir adamla evlenmek zorundaydım. Tüm ilçede deli diye tanınan bir adam: Emre. Aradığı şefkati ailesinden bile görememiş, tek hayali bir gün sevdiği adamla evlenmek olan bir genç kız: Elt Ve zoraki bir evlilik. Kimsenin bilmediği bir psikolojik sorunla boğuşan Emre ve Emre'yi tanıdıkça ona karşı anlayamadığı bir şekilde merhamet duymaya başlayan Elif, gerçek bir aile olabilecek miydi? Emre tekrar delirmeseydi; belki.

15 Mart 2016 Salı

Dört | Veronica Roth "Uyumsuz Serisi"

2016
Sayfa Sayısı: 280
Veronica Roth
Artemis Yayınları

tek bir seçim
onu geçmişinden kurtaracak
tek bir seçim
onu geleceğine kavuşturacak
tek bir seçim
tehlikeleri açığa çıkaracak
tek bir seçim
onu sonsuza dek değiştirecek
tek bir seçim
onu özgürleştirecek

VeronicaRoth, dünya çapında çok satan UYUMSUZ serisine, okurların çok sevdiği Tobias’ın, yani Dört adlı karakterin gözünden yeni bir kitap ekliyor. TRANSFER, ÇÖMEZ, OĞUL ve HAİN başlıklarından oluşan dört hikâyeye ek olarak Tobias’ınTris’le yaşadığı çok özel anların kayıtlarını da içeren DÖRT, Tobias’ın geçmişine ve kalbinden geçenlere dair heyecan verici ipuçları barındırıyor.

Efsanevi UYUMSUZ üçlemesinin başlangıcına tanık olmaya hazır mısınız?

Diyorum ki;

Seriyi ne yazık ki oldukça geç bitirdim. Bir türlü son kitabını elime almak istemedim. Bunun sebebi sadece seriye veda etme sürecini uzatma isteğimdi. Yandaş kitabında yaşadığım kayıplardan ziyade bir de Tobias'ın ağzından olan bu kitabı biraz sindire sindire okumak istedim.

Tris'in gözünden okuduğum tanıdık sahneleri Tobia'ın gözünden, onun duygularıyla okumak beklediğimden daha güzeldi. Hatta biten bir seriye bir de onun gözünden bakmak benim için güzel bir deneyim oldu. Tabi bu kadar sevmemin kötü tarafı sindirerek değil de hızlıca okumam oldu.

Yazarın dilinin akıcılığına diyecek çok fazla laf yok. Bir erkeğin gözünden yazma konusunda da çok başarılı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Tüm seriyi kadın karakterden okumanın bocalamasını yaşamadım.

Seri için şunu söyleyebilirim;
Tobias'ın gözünden okuduğum yerler sayesinde seriye daha hakim hissediyorum. Toabia'ın aslında zorunlu bir cesur olma düşüncesi hayal kırıklığı yaratır diye düşünürken onun kafasının içinde olmayı çok sevdim. Tris'in gerçek bir cesur oluşunu her anında gururla okudum. Tobia'ın iç dünyasına girmeyi ve kendime orada yer bulmayı çok sevdim. Ve Tris'e olan tutkusunu sonuna kadar hissettim. Sanıyorum ki Tris açısından okurken bu kadar yoğun bir tutku hissedememişim.

Bana kalsa seriyi baştan itibaren Tobias'ın gözünden okuyabilirim. Yazar keşke böyle güzel bir jest yapsa diye düşünüyorum.

1 Mart 2016 Salı

Siyah Kelebek | Zodi

Zodi
Dex Yayınları
Sayfa Sayısı: 208
2015
Zodi’nin ilk romanı Siyah Kelebek, apokaliptik türe yepyeni bir soluk getirecek büyük bir keşif. Karanlığın delirttiği insanların yaşadığı bir dünyada, Tek kurtuluş ölümken... İntihar yasaklanmıştı. Ölümsüz bir dünyada yaşanan ölümlü bir aşk... Sargas için utanç, Capella için uyanış zamanı! Zihnin karanlık dehlizlerine yolculuk başlıyor...




Diyorum ki;

Kitabın kapağından başlamak istiyorum. Ben kapaklara çok takılan bir insan değilim ancak kitabın kapağı beni içine hapsediyor. Fazla karizmatik mi desem fazla mı inceleme isteyen, bilemiyorum. Ama Dex yayınlarının kapaklarına gösterdiği her özeni çok seviyorum.

Kitabın dil açısından işleyişine büyük övgüler yazamam. Basit bir dile sahip tek anlamadığım nokta; tüm bu basit ve  kafa karıştırıcı cümleler olmamasına rağmen kitap elimde bir şekilde ağır ağır ilerledi. Ağırlıktan kastım akmamasıydı. Yani sıkılmadan ve merak ederek okudum ama akıcılık konusunda küçük bir sorun yaşadım.

Bunun dışında konusuna gelirsek kapılmamak elimde değildi. Pucca'nın kardeşi olarak tanıdığım Zodi beni hayal dünyasına ilk sayfada hapsetti. Beklediğimden çok iyi ve güzeldi dünyası. Kendimi bu kadar hızlı bir şekilde kitabın merkezinde bulmayı gerçekten beklemiyordum. Ain halkının arasında bir anda Sargas'ı izlediğimi fark edip, olayların tam içinde hissetmek benim için beklemediğim bir durumdu. Her bir karakteri yaşadım ve gördüm diyebilirim. Uçsuz bucaksız olayların içinde çok da şaşırtan yerler oldu. Beklemediğim olayların sebebi ise kurgusunun böylesine güzel olmasıydı. Kurgu gerçekten zekice düşünülmüş ve üzerinde eminim ki uzun zaman harcanmıştır. Eksik bulduğum ve şurası şöyle olsaymış dediğim hiçbir noktası olmadan okudum.

Betimleme konusunda da oldukça başarılıydı. Okuyucunun gözünde her mekan ve her an canlanıyor. Kaleminin sadeliğinin yanında kurgusu gerçekten benim için gösterişliydi. Gösterişinin yanında farkını koyan bir ilk kitap olmuş.

Sonunda ise şaşkınlıkla aralanan ağzımı kapatamadım. Son sayfalara geldiğimde tekrar başa dönme isteğim oldu. Kaçırdığım ayrıntıların tekrar üzerinden geçtim.

Dilerim Zodi bu yazma işini hiç bırakmaz. Ve dilerim ki kurgu zekasını ileriye götürerek devam eder. Çünkü inanılmaz bir ilk kitap oldu benim için. Bir yazarın ilk kitabının böyle olması takdire şayan bir durum. 

27 Şubat 2016 Cumartesi

Çekiliş: Kitap Eylemi



Söz konusu kitap olduğunda dayanamıyor ve çekilişe katılıyorum. Henüz bir tane bile kazanamamış olsam da bu durumdan farklı bir zevk alıyorum. Gece gece Kitap Eylemi'nin çekilişini de görünce de katılmadan duramadım. 
Ve çekiliş hali hazır da katılımları bekliyor.. :)

Çekilişe katılmak için TIKLAMANIZ yeterli.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Ölüme Fısıldayan Adam | Wattpad Aşkına #2


Ölüme Fısıldayan Adam
| mishapm

4n1k ile mizahı yaşatan Büşra Yılmaz'ın wattpad uygulamasında paylaştığı bir hikaye daha var. Üstelik mizah kelimesinin yakınından geçmeyen bir hikayesi var.

Ölüme Fısıldayan Adam, benim için bu uygulamadaki özel hikayelerden bir tanesidir. O kadar özel ki nasıl yorumlanır? kestiremiyorum. Büşra'nın o kaleminde boğulurken Okyanus'un ortasında kalıyorsunuz ve günden güne Okyanus'a aşık bir Balık olup çıkıyorsunuz.

Özgür ve Yosun, ana karakterler. Aynı zamanda benim için uygulamanın en baba karakterleridir. Bu kadar özel ve orjinal bir hikaye daha henüz okumadım. Çok farklılar ve bu farklarını okurken yaşıyorsunuz. Bir anda Özgür'ün aptal balığı gibi hissediyorsunuz. Bir anda tüm kıskançlık duygularınız tavan yapıyor ve bir Okyanus'unuz olsun istiyorsunuz. Bu sıradışı adam ve kadının özelliğinde boğuluyorsunuz. 

Cümlelerin her biri ve aralarındaki diyaloglar özenle yazılmış. Tekrar tekrar okuma isteği yaratıyor. Her bir cümleyi alıntılamak ise hobiniz oluyor. Büşra'nin kalemi tutan parmak uçlarından tek tek öpme isteğim var. Yazmaya gönül veren insanın yaşına değil de yazdıklarına bakmamız gerektiğini yüzümüze vuruyor.

Ağır bir ilerleyişi var ama cümleler öylesine ruha dokunuyor ki hiç ağır gelmiyor.  Daha ilk bölüm girişi ile zaten sizi içine hapsediyor. Yazarın, kaleminin o özelliğini ve tadını esas bu hikayede anlıyorsunuz. Büşra'nın o tatlı halinin yanında böylesine bir kurguyu yazabilmesi için özel bir kafası olduğunu düşünüyorum. Kendisinin geleceği olduğununda eminim. Ölüme Fısıldayan Adam, bir çok kitabı gerisinde bırakacak kadar özel ve güzel...

Hikaye, Mart ayı sonlarına kadar elimize kitap olarak geçecek diye bir haber verildi. Büyük ihtimalle yazarın diğer kitabı gibi Epsilon yayınlarından çıkacak. Bölümler kalkmadan uygulamadan kesinlikle okumalısınız...

  • Gencecik yüzümde sadece ve sadece ölümün ayak izleri vardı.
  • Ben senin acılarına, senden daha çok aşığım.
  • Yosundum bir kaya altında özgürleşiyorum. 
  • Yürüyemiyorsan uçarsın dedi ölüme fısıldayan adam, ben de ona uçtum.

Hikayeye ulaşmak için TIK