16 Mart 2013 Cumartesi

Şah Mat | Mario Mazzanti


Şah Mat | Mario Mazzanti

Aylardır almayı hep ertelediğim kitabı sonunda bitirdim.Bitirdikten sonra 'keşke bu kadar bekletmeseydim' demeden edemedim.Kitabın yayın evinden şüphe duysam da arkadaşımın hediye etmesiyle okumaya başladım.Okudukça olaylara kapılıp gittim.

Heyecan,gerilim,merak bir sürü duyguyu içinde barındırıyordu.
Katilin kitabın yarısında bulundu düşüncesiyle biraz duraklasam da aslında tam o sayfalarda olaylar birbirine girdi.Karışıklık arttıkça okurken merakınız da artıyor.Tahmin yapıyorsunuz yapıyorsunuz ve sonunda hiç aklıma gelmeyen biri çıktı.Olayların farklı olduğunu gördüm.
Kitabın sonuna yaklaştıkça elimden bırakamaz oldum.

Yazarın kalemini çok sevdim.O kadar akıcıydı ki sıkılmadan okudum.Ayrıntılardan,mesleki konuşmalarda kesinlikle sıkmadan verilmiş.Satranç üzerinden ilerlemeleri ise gerçekten ayrı bir hava katmış.

Arka Kapak

Polisle satranç oynayan bir seri katil...

Suç psikiyatristi olarak polise destek vermekte olan Claps'in suçluların davranış profilini inceleyerek olası şüphelileri tespit etmek gibi çetin bir görevi vardır. Ancak bu sefer ortadaki cinayet hiç de basit değildir. Karşısında acımasız, kararlı, unutulmak istemeyen ve şehrin korkulu rüyası olmayı amaçlayan bir seri katil vardır. Çözüm hep avuç içinde gibidir ama bir türlü ulaşılamamaktadır, aşılan her bir basamak katilin ininin derinliklerine dalmaktan başka bir işe yaramaz.

"Mario Mazzanti ilk kitabını en lezzetli malzemeleri karıştırarak hazırlamış: Satranç, edebiyat, sinema, opera ve asıl mesleği olan cerrahlık."
-Paperblog-

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ve gerçeğin insanın en karanlık hırslarında gizlendiği nefeslerinizi kesecek bir gerilim romanı.
-La Feltrinelli-

Yayın Evi: Sonsuz Kitap
Yayın Yılı: 2011
Sayfa Sayısı: 512

13 Mart 2013 Çarşamba

Kalbimi Çaldın | Rita Hunter


Kalbimi Çaldın | Rita Hunter
Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen güzel bir akıcılığı vardı.Tutku yine doruklardaydı.
İkilinin arasında hızla gelişen olaylara kapılıp gitmemek elde değil.Gerçekten göz açıp kapayana kadar bitti.
Sadece yazarın ilk kitabı olmasından kaynaklı sanırım ara ara duraklamalarım oldu.Hikaye güzel,ikili güzel ama bazen eksik birşeyler var gibiydi.

Olayların bu kadar aceleye gelmesi mi demeliyim buna kullanılan kelimeler mi demeliyim bilemedim.Çeviri olsa çeviren kişiye suç bulabilirdim ama çeviri olmadığı için yazarın ilk kitabı olmasına bağlıyorum bu durumu. :)
Karakterler arasındaki diyaloglarda oturtamadığım cümleler oldu.
Akıcılıksa evet gerçekten akıcı bir hikayeydi ve oldukça hızlı gelişen olaylar sayesinde sayfalarda hızla ilerledi.

Arka Kapak
Sepya Kitaplar okurlarına, serüvenlerini merakla bekleyecekleri yeni yazarı Rita Hunter'dan ilk aşkları anımsatacak bir roman sunuyor. 
Her satırında taraf tutmak ve genç bir kadının ilk aşkını tadışına tanık olmaktan büyük keyif duyacaksınız 

Eğer hemen şimdi konuşmazsan seni zindana attırmak zorunda kalacağım ufaklık. 


Kızın gözleri daha da büyüdü ve sadece Lütfen efendim, diyebildi güzel dudaklarını bükerek. Birden adam, vücutlarının birbirine yapışmış, elleri kızın ensesinde, son derece samimi bir yakınlıkta durduklarını fark etti ve bedeninde bir sızı hissetti. Yüzleri birbirine çok yakındı. Kızın ensesinde tuttuğu elleri, sıkı topuz yaptığı simsiyah saçlarında dolanmaya başladı bilinçsizlikle. İpek gibi diye düşündü şaşkınlıkla. 
Tehlikeli yakınlığı kız da hissetmiş olacak ki çırpınmaya başladı adamın ellerinde. Sanki Wayne de bu komutu bekliyormuş gibi kızı iyice kendisine yaklaştırdı ve sertçe dudaklarını öptü ''Tanrım, çok güzel,''derken kasıklarına inen sert diz darbesiyle kendine gelerek genç kızı bıraktı ve iki büklüm kaldı. 

Yayın Evi: Sepya
Yayın Yılı: 2010 
Sayfa Sayısı:  420

2 Mart 2013 Cumartesi

Tatlı Tuzak | Rita Hunter


Tatlı Tuzak | Rita Hunter
Aylar önce Rita Hunter yazısı yazmıştım.O yazıdan çok daha önce alıp okumak istediğim yazarın kitaplarına geç de olsa kavuştum.Rita Hunter olduğuna bakmayın kendisi mis gibi Türk yazardır. :)
Genelde oluşan bir fobidir aşk kitabı ve tutku söz konusuysa Türk yazar dediğiniz de ben iki adım geriye giderim.Benim favorim Judith Mcnaught ona yaklaşan birini bile görmedim.
-Bu arada Tatlı Tuzak önce Sepya adında basılmış olsa da daha sonra Epsilon olarak bir basımı daha gerçekleşmiştir.-

Derken,
Tatlı Tuzak'ın kelimeleri,akıcı cümleleri arasında kayboldum.Elisha ve Connor çiftinin tutkulu ilişkisi sizi ister istemez hikayenin içine çekiyor.Başlarda Elisha fazla erkeksi duruşundan dolayı sizi şüpheye düşürebilir ki hani şu hikayelerde ki güzel kız nerede diyebilirsiniz.Zaten esas burada daha ilginç oluyor her şey, küçük bir kız çocuğu hatta erkek çocuğuna benzeyen bir kız çocuğu ile bir dük nasıl olur da yan yana gelir merakı sizi sürükleyip götürüyor.
Şaşırtıcı derece de bu ikilinin arasındaki tutku,aşk her neyse o aralarındaki okurken sizi de kavuracak.Yavaş yavaş bir birine kapılan iki insan,her ne yaparsa yapsın duruşu karizma olan bir adam ve bir düşesin hikayesi gayet keyif vericiydi.
Bu aşkın tutkusunda eriyip giderken romanın yabancı bir yazarın elinden çıkmış aşk romanı kadar iyi bir roman olduğunu göreceksiniz.Rita Hunter sevildiği kadar varmış.
Tutkulu aşk romanları sevenlerin keyifle okuyacağı bir kitap olmuş. :)

Arka Kapak

Kalbimi Çaldın adlı romanıyla Sepya Kitaplar okurlarının beğenisini kazanan 

Rita Hunter'dan Tatlı Tuzak 

Şiddetli yağmur yüzünden kabaran dere, 
Sedgwick'lerin evini kasabaya bağlayan köprüyü seline kattığında, 
kimse olacakları tahmin bile edemezdi. 
Grandoor Dükü Connor Tracey prensipli bir adamdı. Çapkın olabilirdi ama evli ve tecrübeli kadınları yatağa atmak sayılmazsa, kimse bir ahlaksız olduğunu iddia edemezdi... Fakat günah kadar çekici, melek kadar güzel taşra gülü Claire'in odasına, gecenin bir yarısı onu rezil etmek pahasına girmeye karar verdiğinde tüm prensiplerinin ve erdemlerinin birkaç kadeh brendi ile yok olup gidecek kadar zayıf olduğunu görecekti. 
Ancak bu kendisiyle yaptığı bir iç hesaptı... Asıl hesap ise o meleğin değil de, erkek kılıklı arkadaşının yatağında uyandığında vereceği idi... Evet, kesinlikle Tanrı'nın oyununa gelmişti... 
Elisha Clewland erdemleri olan bir kızdı. Işıltılar saçan bir güzelliği ya da kasabanın erkeklerini baştan çıkartan bir cazibesi yoksa da dürüst ve gururluydu. Fakat yolculuğu dönüşünde kasabalarında mecburen konaklayan soyluya ilk görüşte âşık olunca hiçbir zaman yapmayacağı bir şey yaptı... Nişanlı arkadaşının odasına girmeye niyetlenirken odaları karıştıran adamı, sadece kendisinin bildiği bir gerçekle aydınlatmak yerine, yalan söylemeyi tercih etti. 
Bunun için cehennemde yanması gerekir miydi? 

Yayın Evi: Sepya - Epsilon
Yayın Yılı: 496
Sayfa Sayısı:  2012

23 Şubat 2013 Cumartesi

Değerini Bil | Nora Roberts

Değerini Bil | Nora Roberts
Geç oldu,güç oldu ama sonunda Nora Roberts ile bende tanıştım.Tanışmamız serinin 3. kitabı ile olsa da güzel oldu.
Aşk kitabı seven herkesin sevebileceği türden bir romandı.Cümleler oldukça akıcıydı.Bir süre sonra kapılıp gidiyorsunuz.Aksilikler olmasa ilk gün bitirmeyi düşünüyordum. :)
Güzel,sade,tadında hem aşk hem dostluk barındıran bir hikaye sevilmeyecek gibi değil.
Muhteşem dörtlünün iş hayatına öyle bir kapılacaksınız ki bir anda kendinizi son sayfada bulabilirsiniz.Parker'in iş kolikliği,Laurel'in pasta aşkı,Mac'in fotoğrafı ve Emma'nın çiçekleri birbirine uyumları  %100 olan dört insanın hayatına dalmak oldukça eğlenceliydi.
Erkekleri de sevdim ama Del başrol iken çok baskın bir karakter değildi sanki.Hatta bazen ikilinin aşkı çok aceleye getirilmiş diye düşündüğüm yerler oldu.
Benim için aşk romanları Judith Mcnaught'den ibaret olduğu için onun anlatımı gibi dolu dolu bir aşk bekledim ama kıyaslamak bile istemiyorum.Nora'yı ayrı değerlendiriyorum o öyle güzel. :))
İlk kitap alışverişimde sepette yer bulursam serinin diğer 3 kitabını da alacağım.
Keyifle sıkılmadan okunacak güzel bir roman.Çok sevdim ama daha dolu dolu olmasını isterdim. 

Arka Kapak

New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, sizi Connecticut'ın en gözde evlilik planlama şirketi Vows'un kurucuları Parker, Emma, Laurel ve Mac'le tanışmaya davet ediyor. 



Laurel McBane ne zaman desteğe ihtiyaç duysa arkadaşlarına güvenmiştir, özellikle de en büyük hayali olan yemek okuluna gitme şansı ailesinin maddi sorunları yüzünden suya düşmek üzereyken. Şimdi Laurel arkadaşlarının cömert yardımını, müşterilerinin düğünlerinde yaptığı birbirinden lezzetli pasta ve şekerlemelerle ödüyor. 

Laurel aşka ve romantizme elbette inanmaktadır - tabii teoride. Ancak diğer kadınların arzuladığı tüm o zevkler konusunda oldukça çekingendir. 

Parker'ın ağabeyi Delaney Brown gibi güçlü ve zeki erkekleri beğenir - hatta çocukluğundan beri Del'e delicesine âşıktır. 

Bazı aşklar diğerlerinden daha uzun sürmekte ve buna inanan Laurel, üst düzey bir avukat olan Del'in hâlâ erişilmez olduğunu düşünmektedir. 

Bir gece Laurel'ın hızla değişen ruh hali, Del ile öfke dolu, ateşli ve baş döndürücü bir biçimde öpüşmesine neden olur. Paylaştıkları bu tutku dolu öpücük hayatlarında bir dönüm noktası olacaktır... 

Yayın Evi: Epsilon
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 360 

19 Şubat 2013 Salı

Şeytanı Uyandırma | John Verdon



Şeytanı Uyandırma | John Verdon

Dedektif Dave Gurney 3. kez kafaları karıştırmaya geliyor.
Aklından Bir Sayı Tut ve Gözlerini Sımsıkı Kapat kitaplarının yazarı John Verdon 3. kitabında da kalemini konuşturmuş.
İlk sayfalardan konunun içine girilmesi kitabı bırakmayı daha da zorlaştırıyor.Ve aynı şekilde olayların hızla ilerlemesi okudukça içinde kaybolmanızı sağlıyor.İlk iki kitabını okuyup sevenlerin zevkle okuyacağı bir roman olmuş.
Heyecan,gerilim,zeka üzerine kurulmuş cümleler,tahminler derken kendinizi son sayfalarda buluyorsunuz.

Dave oldukça tanıdık ama bir o kadar ilk iki kitaba göre daha samimi karşımıza çıkıyor.İkinci hikayeden kalan hasarlar dedektif'i duygusal yönden değiştirmiş ve bu değişikliği sevdim.Eşi ile ilgili her anını çok daha sevdim.Aralarındaki bağ sanki burada daha açıkca ortada.
Kyle'nin sonunda gelmesi ve babası ile aralarında ki hem çekingen hem duygusal anlar çok güzeldi.Babasının mesleğine ilgisi,merakı,ona karşı hayranlığı her şeyi ile hoş geldi.
Kim'in birden ortaya çıkması başlarda garip gelse de sonra sonra onu evde görmeye alışacaksınız.

Son sayfalara kadar 3-4 tahminim vardı.Tek tahmin yapmak bana göre mümkün değil.Beklemediğim biri çıktı ve bunu daha çok sevdim.İkinci kitap da tahmin ettiğim kişi çıkınca bozulmuştum. :)
Kısaca John Verdon seviyorsanız kaçırmayın en kısa zamanda okuyun derim.

Arka Kapak

Asla o karanlık odaya girme.

Sabaha çıkmak istiyorsan şeytanı uyandırma.

Hiçbir cinayet kusursuz değildir. Özellikle Dahi Dedektif Dave Gurney bir olaya müdahil olup hiç kimsenin göremediği detayları ortaya çıkardığında, çıkışı olmadığı düşünülen labirentin çıkışını ustalıkla bulduğunda...

Gurney, bir seri katil üzerine belgesel hazırlayan genç bir kıza danışmanlık yapmayı kabul eder. On yıl önce yaşanan bu olaylarda kurbanların hepsi keskin bir nişancı tarafından zifiri karanlıkta, pahalı Mercedes arabalarını kullanırken, aynı açıdan ve noktadan kusursuz biçimde vurulmuş ve bedenlerinin yanına birer oyuncak hayvan bırakılmıştır. Asla aydınlatılamayan bu cinayetlerin üstüne bir perde çekilmiştir ve kimse bu perdeyi kaldırabilecek kadar cesaretli değildir. Tek bir kişi dışında.

Gurneyin, kimseye izini belli etmeyecek kadar dahiyane bir plan yapmış olan bu caniyle oynayabileceği tek bir oyun vardır. Ölüm oyunu: Kendini hedef göster, o sana gelsin.


"Zeki bir adamı karmaşık bulmacalar çözerken izlemek müthiş bir keyif. Gurney işte bu yönüyle farkını ortaya koyuyor."
New York Times

"Her sayfada artan gerilimle, bir psikopatın iç dünyasının derinliklerine ineceksiniz."
Publishers Weekly

"Şaşırtıcı bir son ve tam bir şaheser. Tırnaklarınızı kemirtecek kadar heyecan verici."
New York Journal of Books


Yayın Evi: Koridor
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 538