11 Şubat 2013 Pazartesi

Kitaptan Kuleler #2


Bir kereliğine olmasın diyerek kategorileştirmiştim sonra unuttum gitti.Neyseki yenilerde üst üste aldığım kitaplar sayesinde tekrar kulem oluştu. :)
İlk kulemden okuduğum sadece bir kitap okudum o da İncir Kuşları oldu. Diğerleri hala okunmayı bekliyor.Bense ne ilginçtir ki onları okumak yerine sürekli kitap alıyorum. Umut ediyorum okuyacağım. :)

İlk kuleden okunmayı bekleyenler: Julian Sırrı,Canan,Koza Kelebeği Bilmez,Büyük İskender

Ve yeni kuledekiler.. 

1- Bir Soru Bir Aşk - David Nicholls
Bir Gün'ü okuyupta bu kitabı almadan duramazdım.Bir Gün kadar iyi midir bilemiyorum ama okumak için heyecanlanıyorum. 
2- Şah Mat - Mario Mazzanti
Uzun zamandır almak istesem de hep alamadığım kitap sonunda arkadaşım dur sen alamayacaksın ben sana hediye edeyim dedi. :)
3- Tatlı Tuzak - Rita Hunter
Rita Hunter okumak isteyip bulamadığım yazar.Benim ablacığım sağolsun kendisi Konya tatilimde bana hediye etti.Okumak için sabırsızlanıyorum.

4- Değerini Bil - Nora Roberts
Yine Konya hatırası olan kitap Nora Roberts'ın hiç bir kitabını okumadım ama çok da merak ettiğim yazarlardan.Bildiğim kadarıyla bu kitabı serinin 3. kitabı. :)

5- Bikini - James Patterson
Kitaplaşma etkinliğinden kütüphaneme ulaştı.Arkadaşım okumak için aldı ve ben de bu yüzden okumayı erteledim.Ama isminden mi kaynaklı bilmiyorum ama fazlasıyla merak ediyorum.

6- Kalbimi Çaldın - Rita Hunter 
Ve yine Konya hatırası ve Rita Hunter. :) 
İlk olarak bu kitabı okumaya başlayacağım.Okumaya bir türlü vaktim olmadı sınavlar sayesinde sonrada elime sürekli farklı kitaplar aldım bu da kaldı ama okuyacağım.

7 Şubat 2013 Perşembe

Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught


Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught
Aşk ve tutku denildiğinde ilk aklıma gelecek yazar Judith Mcnaught bu kitabında da beni şaşırtmadı.Aslında onu keşfedeli yıllar oluyor ama ben sindire sindire kitaplarını okumayı tercih ediyorum.

Jason ve Victoria'nın aşkını soluksuz okumaya hazırlanın.Kahvenizi alın uzun bir gece sizi bekleyecek.Jason'un taş kalpli çekiciliği Victoria'nın aşkı için uğraşları size kitabı bitirmeden kalkma fırsatı vermeyecek.
Dolu dizgin tutkulu bir aşkın içinde kendinize yer bulmaya çalışacaksınız.Sayfalar birbiri ardına akıp gidecek.Cümleler tek tek hafızanıza kazınacak.
Bazen sinirlenecek bazen üzüleceksiniz ama son sayfalara geldiğinizde gülümseyerek kapağını kapatcaksınız.
 
İkili arasında çıkan olumsuzluklar bile canınızı sıkmayacak.Tecrübesiz bir genç kızın şahane bir adamı kendine aşık edişini okumak fazlasıyla zevkli olacak.
Bu ikili dışında Charles da oldukça ilgi çekiciydi. 
Aşk ve tutkunun harmanlandığı bir roman istiyorsanız kaçırmayın derim.

Victoria:Sandalyemi mi çekiyorsun,yoksa kulağımı yemeye mi çalışıyorsun?
Jason:Olabilir.Yeni aşçı kötü bir yemek çıkaracak olursa, bunu da düşünebilirim 
--

Jason:İlk defa kahraman rolüne aday gösterildim, ama bir köpeğin ardından ikinci şık olmak biraz kalbimi kırdı.


Arka Kapak 
Judith McNaught'ın en güzel aşk romanlarından biri olan 'Sonsuza Kadar', özgür ruhlu, Amerikalı bir genç kızla huysuz bir İngiliz lordunun hikayesi. Anne babasını kaybeden Victoria, uzak bir akrabasının yanına sığınmak üzere, uzun bir okyanus yolculuğu yaparak İngiltere'ye gelir ve kötü şöhretli Lord Jason Fielding ile tanışır. 
 
 Lordun küstahlığı karşısında şaşkına dönse de, bir panterin acımasızlığına ve zarafetine sahip olan genç adam ona çok çekici gelir. Karşı koyamadığı bu çekim sonucunda, kendini Jason ile evli bulduğunda, Victoria için mücadele ve üzüntü dolu günler başlamıştır. Genç kız pek çok sınavdan geçecek, bu arada koşulsuz sevmeyi, özveriyi ve sonunda ulaştığı sonsuza dek sürecek aşkın değerini bilmeyi öğrenecek; taş yürekli Lord Fielding'e de aynı şeyleri öğretecektir. 
 
Yayın Evi: Epsilon
Yayın Yılı: 2010 
Sayfa Sayısı: 445

6 Şubat 2013 Çarşamba

Çekiliş

Ne uzun zaman olmuş çekiliş haberi vermeyeli. :))
Şu fotoğraf bile çekilişe katılmak için oldukça ikna edici diye düşünüyorum. 
Çekilişe katılmak için TIK

Okuyorum: Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught



Sonsuza Kadar | Judith Mcnaught

Judith dediniz mi durur kalbimin ritmini kontrol ederim.Judith benim favori yazarlarım sıralamasında en tepededir.En dolu kitaplarını okumuşluğum var.Ama yayın evi çevirmeleri geciktirdikçe bende bitirmemek adına hem de arada farklı yazarlar okumak için sürekli J.M okumuyorum.Bu yüzden hala okumadığım kitapları var.
Kristin Hannah'ın son kitabını okumaya başladığım an finaller,dersler üst üste geldi ve kitabı bitiremedim.Doğru düzgün başlamadım bile dersler yüzünden hayattan soğudum.Judith beni kendime getirecek tek yazardı.Kitabıyla buluşunca aynen böyle oldu.Tatil de film kitap molası verdim desem de yine geç başladım kitaba ama 200 lü sayfalara gelmiş bulunmaktayım.
Bu kadın her kitabında nasıl başarıyor böyle erkek karakterler yaratmayı?
Ah Judith sana aşığım biliyor musun?

Bu arada kitabın kapağı tek kelime ile 'berbat' Ancak bu kadar hikaye ile alakasız hikayedeki kadınla alakasız bir kapak olabilirdi.

Arka Kapak
Judith McNaught'ın en güzel aşk romanlarından biri olan 'Sonsuza Kadar', özgür ruhlu, Amerikalı bir genç kızla huysuz bir İngiliz lordunun hikayesi. Anne babasını kaybeden Victoria, uzak bir akrabasının yanına sığınmak üzere, uzun bir okyanus yolculuğu yaparak İngiltere'ye gelir ve kötü şöhretli Lord Jason Fielding ile tanışır. 
 Lordun küstahlığı karşısında şaşkına dönse de, bir panterin acımasızlığına ve zarafetine sahip olan genç adam ona çok çekici gelir. Karşı koyamadığı bu çekim sonucunda, kendini Jason ile evli bulduğunda, Victoria için mücadele ve üzüntü dolu günler başlamıştır. Genç kız pek çok sınavdan geçecek, bu arada koşulsuz sevmeyi, özveriyi ve sonunda ulaştığı sonsuza dek sürecek aşkın değerini bilmeyi öğrenecek; taş yürekli Lord Fielding'e de aynı şeyleri öğretecektir.

12 Ocak 2013 Cumartesi

Markafoni'de Kitap Molası


Markafoni'de Kitap Molası 
Çok iyi kitapların çok iyi fiyata bulabilirsiniz bu fırsatı kaçırmayın diyorum ve hemen gidip sepetimi dolduruyorum. :)
www.markafoni.com

Konya Hatıraları

Konya ziyaretime boş gitsem de kollarım dolu dolu geldim. :)
Ablasından kardeşine 3 güzel kitap geldi.Bunlardan ikisinin Rita Hunter kitapları olmasına ayrıca çok sevindim. :)


'Kalbimi Çaldın'
Sepya Kitaplar okurlarına, serüvenlerini merakla bekleyecekleri yeni yazarı Rita Hunter'dan ilk aşkları anımsatacak bir roman sunuyor. 

Her satırında taraf tutmak ve genç bir kadının ilk aşkını tadışına tanık olmaktan büyük keyif duyacaksınız 

Eğer hemen şimdi konuşmazsan seni zindana attırmak zorunda kalacağım ufaklık. 
Kızın gözleri daha da büyüdü ve sadece Lütfen efendim, diyebildi güzel dudaklarını bükerek. Birden adam, vücutlarının birbirine yapışmış, elleri kızın ensesinde, son derece samimi bir yakınlıkta durduklarını fark etti ve bedeninde bir sızı hissetti. Yüzleri birbirine çok yakındı. Kızın ensesinde tuttuğu elleri, sıkı topuz yaptığı simsiyah saçlarında dolanmaya başladı bilinçsizlikle. İpek gibi diye düşündü şaşkınlıkla. 
Tehlikeli yakınlığı kız da hissetmiş olacak ki çırpınmaya başladı adamın ellerinde. Sanki Wayne de bu komutu bekliyormuş gibi kızı iyice kendisine yaklaştırdı ve sertçe dudaklarını öptü ''Tanrım, çok güzel,''derken kasıklarına inen sert diz darbesiyle kendine gelerek genç kızı bıraktı ve iki büklüm kaldı. 




'Tatlı Tuzak'
Kalbimi Çaldın adlı romanıyla Sepya Kitaplar okurlarının beğenisini kazanan 
Rita Hunter'dan Tatlı Tuzak 
Şiddetli yağmur yüzünden kabaran dere, 
Sedgwick'lerin evini kasabaya bağlayan köprüyü seline kattığında, 
kimse olacakları tahmin bile edemezdi. 
Grandoor Dükü Connor Tracey prensipli bir adamdı. Çapkın olabilirdi ama evli ve tecrübeli kadınları yatağa atmak sayılmazsa, kimse bir ahlaksız olduğunu iddia edemezdi... Fakat günah kadar çekici, melek kadar güzel taşra gülü Claire'in odasına, gecenin bir yarısı onu rezil etmek pahasına girmeye karar verdiğinde tüm prensiplerinin ve erdemlerinin birkaç kadeh brendi ile yok olup gidecek kadar zayıf olduğunu görecekti. 
Ancak bu kendisiyle yaptığı bir iç hesaptı... Asıl hesap ise o meleğin değil de, erkek kılıklı arkadaşının yatağında uyandığında vereceği idi... Evet, kesinlikle Tanrı'nın oyununa gelmişti... 
Elisha Clewland erdemleri olan bir kızdı. Işıltılar saçan bir güzelliği ya da kasabanın erkeklerini baştan çıkartan bir cazibesi yoksa da dürüst ve gururluydu. Fakat yolculuğu dönüşünde kasabalarında mecburen konaklayan soyluya ilk görüşte âşık olunca hiçbir zaman yapmayacağı bir şey yaptı... Nişanlı arkadaşının odasına girmeye niyetlenirken odaları karıştıran adamı, sadece kendisinin bildiği bir gerçekle aydınlatmak yerine, yalan söylemeyi tercih etti. 
Bunun için cehennemde yanması gerekir miydi? 


'Değerini Bil'
New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, sizi Connecticut'ın en gözde evlilik planlama şirketi Vows'un kurucuları Parker, Emma, Laurel ve Mac'le tanışmaya davet ediyor. 

Laurel McBane ne zaman desteğe ihtiyaç duysa arkadaşlarına güvenmiştir, özellikle de en büyük hayali olan yemek okuluna gitme şansı ailesinin maddi sorunları yüzünden suya düşmek üzereyken. Şimdi Laurel arkadaşlarının cömert yardımını, müşterilerinin düğünlerinde yaptığı birbirinden lezzetli pasta ve şekerlemelerle ödüyor. 

Laurel aşka ve romantizme elbette inanmaktadır - tabii teoride. Ancak diğer kadınların arzuladığı tüm o zevkler konusunda oldukça çekingendir. 

Parker'ın ağabeyi Delaney Brown gibi güçlü ve zeki erkekleri beğenir - hatta çocukluğundan beri Del'e delicesine âşıktır. 

Bazı aşklar diğerlerinden daha uzun sürmekte ve buna inanan Laurel, üst düzey bir avukat olan Del'in hâlâ erişilmez olduğunu düşünmektedir. 

Bir gece Laurel'ın hızla değişen ruh hali, Del ile öfke dolu, ateşli ve baş döndürücü bir biçimde öpüşmesine neden olur. Paylaştıkları bu tutku dolu öpücük hayatlarında bir dönüm noktası olacaktır... 


8 Ocak 2013 Salı

Okuyorum: Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


 Sevgi Uğruna Yaptıklarımız | Kristin Hannah


Aynı şeyin özlemini çeken iki kadın... 

Ailenin Ne Anlama Geldiğini Öğrenecekleri Duygusal Ve Dokunaklı Bir Yolculuk...



Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Maloneu çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwestteki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West Endde, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angienin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.



Angie, Lauren Ribidoyu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Laurenı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.



"Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor."
RT Book Reviews



"Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor."
Booklist



"Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı."
The Washington Post Book World



"Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı."
Publishers Weekly 

6 Ocak 2013 Pazar

Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca


Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca

Tüm ön yargı ile kurulmuş laflara aldırış etmeden Pucca'yı severek okuyanlardanım.Sıkı takipçisi bile diyebiliriz.Pucca edebiyat dünyasına ne kazandırıyor umurumda değil.Pucca gençliğe ne katıyor umurumda değil.

İşte benim favori olayımdır. "Utku benim kocam oluyor."

İlk iki kitabını okuyanlar bilir ki Pucca en doğal halini hep yansıttı.Ama üçüncü kitabı ile Pucca kendini daha da aştı.
Okurken sıkılmayacaksınız.
Okurken sayfalar arasında kaybolup gideceksiniz.
Okurken perşembe akşamı saat 20:00'da Aşk-ı Memnu izliyormuşçasına olaylara kapılacak, Ankaralı ile Pucca'nın garip ilişkisine kafa yoracaksınız.
Zekadan ve insanlıktan yoksun sevgilisine küfürler edecek,bazen Pucca'nın hareketlerine de deli olacaksınız.
Sonunda kaynana adayını bir kahve fincanında boğup 7 parçaya bölüp 7 ülkeye dağıtmak isteyeceksiniz.

"Arkadaş arkadaşın pezevengidir." bölümü benim için başlık olarak fazlasıyla anlamlıydı.
Pucca sadece eğlendirir mi? Hayır Pucca sonlara yaklaştıkça canınızı da yakabilir.Cümlelere kendinizi öyle kaptırırsınız ki Pucca'nın canının yandığı her an sizde en az onun kadar acı çekersiniz.

Pucca'nın en doğal halinden bile doğal olan Allah Beni Böyle Yaratmış okunmaya değer.

Eğer okuduğum her kitap bana edebi bir kazanç sağlamalı kısmen bir kişisel gelişim kitabı olmalı diyenlerden değilseniz alın okuyun. (derim)


Yayın Evi: Okuyanus 
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı:  341
Arka Kapak

Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor... 



"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.



Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

2 Ocak 2013 Çarşamba

Okuyorum: Allah Beni Böyle Yaratmış | Pucca


 Pucca'yı severek okuyan kısımda yer alanlardanım.İlk iki kitabını severek okudum gittim geç de olsa üçüncü kitabını da aldım.Kısa sürede biteceğine ve finallere yaklaşırken kafamı dağıtacağına eminim.Daha ilk sayfalardan seni seviyorum be kadın ne eğlenceli yazıyorsun dedim.

Arka Kapak
Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlunun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralıyla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor... 



"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!

1 Ocak 2013 Salı

Empati | Adam Fawer

Empati | Adam Fawer

Bir Olasılıksız heyecanı yaşamaya hazır mısınız?
Hatta Olasılıksız'dan daha iyi bir kitaba hazır mısınız?

Adam Fawer Olasılıksız'ın nefessiz sayfalarından kopup daha karışık ama bir kadar da iyi bir kitap istiyorsanız Empati ile doğru tercihi yaparsınız.Uzun süredir böylesine soluksuz bir kitap okumadım.
İçinde yazan her kelimeyi dikkatle okuyacaksınız.Kaçırdığınız her kelime için tekrar dönüp, okuyacaksınız.Bir gün bırakırsanız çok büyük şeyler kaybedeceğinizi düşüneceksiniz.
Kesinlikle tüm dikkatinizi verip okumanız gereken bir kitap.

Cümlelerin büyüsüne kapılıp benim gibi yanınıza birde not defteri alabilirsiniz.
Belki uzun zamandır bu kadar bilgi alabildiğim aynı zaman da da içine kapıldığım bir roman olmamıştı.

Sonlara doğru tekrar karışıklıkları artmış olsa da sonuna kadar geldiğimde iyi ki okumuşum dedim.

Yayın Evi: APRIL YAYINCILIK
Yayın Yılı: 2011
Sayfa Sayısı:  640
Arka Kapak
OLASILIKSIZ'IN YAZARI ADAM FAWER'LA YENİ BİR YOLCULUĞA HAZIR MISIN?
Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. 
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. 
Bu kitabı kapatabilirsiniz. 
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. 
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. 
Ama sorun şurada: ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. 
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. 
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. 
Bu nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz onu yapın. Sadece isteklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. 
EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, 
OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ. 

18 Aralık 2012 Salı

Okuyorum: Empati | Adam Fawer


Kitabı ne zaman aldığımı bile unuttum ama daha yeni başladım.Kitap aldığımda kullanılmamışken şimdi 5 kişinin elinden geçmişe benziyor.Neyse ki sonunda ödünç alan arkadaşımdan yalanla dolanla kitabımı aldım ve okumaya başladım.Başlardan çıkardığım tek şey en az Olasılıksız kadar karışık.

OLASILIKSIZ'IN YAZARI ADAM FAWER'LA YENİ BİR YOLCULUĞA HAZIR MISIN?
Yaşamınızın kontrolü sizde değil!
Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. 
Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. 
Bu kitabı kapatabilirsiniz. 
O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. 
Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. 
Ama sorun şurada: ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. 
Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. 
Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. 
Bu nedenle hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz onu yapın. Sadece isteklerinizin tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın. 
EDEBİYAT, BİLİM VE FELSEFE RUHUNUZA AKACAK, 
OKUDUKÇA BAĞLANACAK, BAĞLANDIKÇA OKUYACAKSINIZ. 

16 Aralık 2012 Pazar

Beni Yalnız Sen Anlarsın | Emma Burstal

Beni Yalnız Sen Anlarsın | Emma Burstal
Umutsuz Ev Kadınları'nın bir alt versiyonu olup cümle fazlalığı olan bir kitap olmuş.Cümle fazlalığından kastım çok kel alaka kısımlar var.İster istemez o uzun anlatımlar ve uzun ve gereksiz anlatımlar ile kitabın o anki konusundan uzaklaşıyorsunuz.

Çok mu vasat? Hayır değil aslında konusu bir o kadar güzel ama yazarın anlatımında bir sıkıntı var.Ara ara çok eğlendiğim de oldu ama bu anlar çok uzun sürmedi.

İnat ettim ve sırf okumak için okudum.
Atladığım dayanamadığım yerler oldu.
Sonuna kadar okumamda inadımla birlikte Percy'nin hayatını merak etmemin de katkısı var.Hiçbiriyle değil ama onun hayatıyla fazlasıyla ilgilendim.Onun yavaş yavaş kumara olayına gömülmesi,kocası ile ilişkisi,eğitmeni ile arasındaki ilişki derken fazlasıyla ilgi çekiciydi.
Carmen çok bilindik ve en az kitap kadar sıkıcıydı.
Patrice zaten geri planda gibiydi.En azından benim için öyleydi sonuna gelene kadar.
Suzanne tipik kariyer de yaparım çocukta modunda bir kadındı sevemedim.

Hakkını da yemeyeyim son 100 sayfa kala bir hareketlik bir canlanma bir şoklanma oldu.Şoklar kesinlikle çok iyiydi.Ama bu kadar ile kaldı.O son 100 sayfada bile atladığım yerler oldu.

Bu kitabın bana verdiği en iyi ders bundan sonra yayınevine göre kitap almamam gerektiğidir.
Yayın Evi: Epsilon
Yayın Yılı: 2009
Sayfa Sayısı: 448
Arka Kapak
Londra’nın güney batısında yeni açılan şık spor salonuna üye olan dört kadın bir yandan mekik çekip pilates yaparken bir yandan da çene çalıp dertlerini paylaşırlar ve zamanla sıkı dost olurlar.
Bu dostluk onları sıkı sınavlardan geçirir ama birlikte olmaktan vazgeçemezler.
Uzun zamandır mesleğini yapmayan öğretmen Percy, kocasının kıskançlığına boyun eğip hukuk okumasına rağmen ev kadını olan Patrice, sakatlanarak bale kariyerine son vermek zorunda kalıp içmimar olan Carmen ve başarılı bir üst düzey yönetici olan Suzanne…
Kahramanlarımızın kendi hikâyelerini ve birbirleriyle arkadaşlıklarını okurken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

“Eğlenceli, duygusal, hareketli… Bu güzel romanda her şey var!”
Penny Vincienzi

“Eğlenceli ve samimi… Nihayet gerçek kadınlar hakkıında yazılmış bir kitap okudum!”
Amanda Platell
 

16 Kasım 2012 Cuma

Kristin Hannah'tan 'Sevgi Uğruna Yaptıklarımız'

Ateşböceği Yolu, Kış Bahçesi, Gerçek Renkler, Gece Yolu kitapları ile kalbimdeki yeri ayrı olan Kristin Hannah'ın yeni kitabı 'Sevgi Uğruna Yaptıklarımız'  bugün Pegasus Yayınevi aracılığı ile raflardaki yerini alacak.

AYNI ŞEYİN ÖZLEMİNİ ÇEKEN İKİ KADIN... AİLENİN NE ANLAMA GELDİĞİNİ ÖĞRENECEKLERİ DUYGUSAL VE DOKUNAKLI BİR YOLCULUK…

Yıllar süren uğraşına rağmen çocuk sahibi olamaması Angie Malone’u çok üzmüştür. Acı dolu bir boşanmanın ardından Pasifik Northwest’teki kasabasına döner ve aile restoranının yönetimini devralır. Hayatın dalgalar gibi yükselip alçaldığı West End’de, problemli genç bir kadınla tanışıp arkadaşlık etmeye başlayan Angie’nin hayatı bütünüyle değişmeye başlar.
Angie, Lauren Ribido’yu işe alır çünkü on yedi yaşındaki bu kızda farklı bir şeyler bulur. Aralarında sıkı bir bağ oluşur ve annesi Lauren’ı terk ettiğinde Angie ona kalacak bir yer verir. Ama bu iyiliğin sonuçlarına göğüs gerecek güçte değildir henüz. Biri çocuk özlemi çeken, diğeriyse anne sevgisine hasret bu iki kadın kimsenin hayal edemeyeceği bir şekilde sınanacaktır.

“Harika... Çok dokunaklı... Karakterlerin sıcaklığı ve karmaşık kişilikleri derinlerde kalmış duyguları ortaya çıkarıyor.”
-RT Book Reviews

“Hannah, okuyucuyu karakterlerin hayatına sürükleyip onları kendi arkadaşlarıymış gibi hissettirirken ailedeki acıları ve sevinçleri ele alarak neden kadın edebiyatının yıldızı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.”
-Booklist

“Hannah başkahramanlarının ruh halini derinlemesine yansıtıp hislerindeki ufak farklılıkları betimlemekte çok başarılı.”
-The Washington Post Book World

“Yürek burkucu... Hem acı hem tatlı.”
-Publishers Weekly

15 Kasım 2012 Perşembe

Pucca - Allah Beni Böyle Yaratmış

Kitabın Dr'da ön siparişleri başladı.

Arka Kapak

Sanal âlemin en bilinen isimlerinden PuCCa, hikâyelerine kaldığı yerden devam ediyor. İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" ile bol bol güldüren, ikinci kitabı "Ve Geri Kalan Her Şey" ile yer yer hüzünlendiren PuCCa, serinin üçüncü kitabı "Allah Beni Böyle Yaratmış"ta "Ayaklarına kadar uzanan simsiyah montu ile Kenan İmirzalıoğlu'nun içerisine bisiklet pompasıyla hava basmışlar gibi duruyordu" diye tanımladığı, şimdiye kadar hiç yazmadığı Ankaralı'yla ilişkisini ve üniversite hayatını anlatıyor...

"Yediğini, içtiğini, gezdiğini gördüğünü değil, bize başına neler geldiğini söyle" dedirten tek yazar olma özelliğini kimselere kaptırmayan PuCCa, bu kez de ilk paragraftan itibaren onu neden bu kadar sevip merak ettiğimizi bize yeniden kanıtlıyor.

Bu arada, bizden duymuş olmayın ama, yine çok güleceğiz!
 


Kristin Hannah'tan Yeni Kitap!


Ateşböceği Yolu'na (Firefly Lane) bağlı.... FLY AWAY kitabı yurtdışında 23 Nisan 2013 de çıkıyor..!!!! 
 
 

7 Kasım 2012 Çarşamba

Allah Beni Böyle Yaratmış


Ve Pucca okuyucularına yeni haberi verdi.Yeni kitabı Allah Beni Böyle Yaratmış'ın çıkışına günler kaldı.

@PuCCa 20'sinden sonra 'Allah Beni Boyle Yaratmis' cikiyor. 25'inde ise TUYAP Kitap Fuari imza gunum var, umarim gelirsiniz. 

6 Ekim 2012 Cumartesi

Okuyorum: Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstal


Kitabı gelmeden almıştım elime yaklaşık 15 gündür kitap elimde sürünüyor.Ama okuyorum inatla okuyacağım.Sadece şimdilik beni pek sarmadı.Tabi benimde bunalımdan bunalıma girmem ve odaya sadece uyumak için gelmemle alakalı bir uzama süresi oldu.
Yinede okuyorum ve okuyacagım :))

Beni Yalnız Sen Anlarsın - Emma Burstall
Londra’nın güney batısında yeni açılan şık spor salonuna üye olan dört kadın bir yandan mekik çekip pilates yaparken bir yandan da çene çalıp dertlerini paylaşırlar ve zamanla sıkı dost olurlar.
Bu dostluk onları sıkı sınavlardan geçirir ama birlikte olmaktan vazgeçemezler.
Uzun zamandır mesleğini yapmayan öğretmen Percy, kocasının kıskançlığına boyun eğip hukuk okumasına rağmen ev kadını olan Patrice, sakatlanarak bale kariyerine son vermek zorunda kalıp içmimar olan Carmen ve başarılı bir üst düzey yönetici olan Suzanne…
Kahramanlarımızın kendi hikâyelerini ve birbirleriyle arkadaşlıklarını okurken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

“Eğlenceli, duygusal, hareketli… Bu güzel romanda her şey var!”
Penny Vincienzi

“Eğlenceli ve samimi… Nihayet gerçek kadınlar hakkıında yazılmış bir kitap okudum!”
Amanda Platell
 

19 Eylül 2012 Çarşamba

18 Eylül 2012 Salı

15 Eylül 2012 Cumartesi

İncir Kuşları | Sinan Akyüz

İncir Kuşları | Sinan Akyüz
Korkarak başladığım İncir Kuşları bir nefeste bitti.Beklediğimden kötü değildi.Geçişleri farklı da olabilirdi ama ben bu halini de sevdim.

Bosna katliamını okumayı bekleyenler için başlar biraz sıkıcı olabilir.Sıkıcıda değil aslında masum,okuyanı içine çeken bir aşk anlatılıyor.Bir o kadar güzel ve tatlı bir aşk ama biraz aniden gelişen bir aşk.Daha ağır ağır olabilirdi.Tabi ağır olması savaşın anlatılmasını daha geriye bırakırdı.
"Berlin'de bir kez daha anladım ki, sen benim özgürce nefes aldığım Saraybosnam gibisin."
Suada ve Tarık'ın güzel,dolu dolu aşkı arasında giderken İfeta teyzeyi de bir o kadar seveceğinizi düşünüyorum.Aklı başında harika bir Boşnak kadını..
Günler hızla 6 Nisan'a gelirken sayfalarda bir o kadar hızlı geçiyor.Yazarın dili tek kelime ile şahane.Bir tek sayfasında bile sıkılmadan hızla geçebiliyorsunuz.Sonunda bayram'da Bosna'daki insanlarla birlikte sizde o kanlı baklavadan tadıyorsunuz.

Sonrası ise malum herşey tek kelime "Katliam"
Buz gibi ama bir taraftanda yürekleri yakan bir savaşın ortasında buluyorsunuz kendinizi..Hayatları,bedenleri ellerinden alınan kadınlar,en az kadınlar kadar işkence çeken erkekler ve satılan çocuklar.
Suada'nın penceresinden baksanızda diğer insanları da oldukça iyi takip edebiliyorsunuz.Edina'ya yapılanlar,Ayşa,Fadila ve diğer tüm hepsi için ayrı birer işkence hayatı başlıyor.
Savaş Bosna'ya acımasızca çökerken Bosna'lıların dimdik duruşunu okuyorsunuz.
Tüm herşeyden önemlisi de tüm bunların gerçek olması.. 

Okurken ağlayabilirsiniz,okurken tüm bunları yapanlardan nefret edip yapılan işkencelere dayanamayıp yarıda bırakabilirsiniz.Bu katliam'a gözlerini kapatan canilere küfredebilir ve Demirel'in yaptıklarıyla gurur duyabilirsiniz.Okurken o yaşanılanları sizde içinizde yaşayabilirsiniz.Her ölen bir bedenle sizden de birşeyler eksilebilir.
Roman okuyorum bilincinden daha farklı bir sebeple okudum.Daha iyi anlatılanı vardır-yoktur bilemem.Ben sevdim,sevilecek de bir kitap..

Arka Kapak
Sinan Akyüz’den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi…

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan İncir Kuşları’nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı…

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı’nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp’tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada’ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise “Kalbimde iki kişiye yer yok” cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu… Sonra da kader onu bir zamanlar ‘hayır’ dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış “Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?” demişti.

Modern zamanlarda Avrupa’da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları…

Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır…

Yayın Evi: ALFA
Yayın Yılı: 2012
Sayfa Sayısı: 328

Birkaç Okuyucu Yorumu:

(Yorumlar Kitapyurdu.com'dan alıntıdır.)
  •  Kitap yaşanananları tüm acısıyla anlatıyor.ama ben kitabı bitiremeden bıraktım.daha fazla okuyamadım.
  •   Konu başarılı ki gerçek olması etkileyici ama dili ne yazık ki çok çok basit kalmış. Çok sıradan gereksiz diyaloglar la doldurulmuş. İsim vererek kıyas yapmak istemem ama bu konuyu işleyen çok daha başarılı romanlar mevcut. İyi niyetle ama çok basit bir anlatımla yazılmış bir kitap. Kısacası profesyonel anlatımdan çok uzak...
  • Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve çok etkileyiciydi...Kitabı 1 günde okudum elimden bırakamadım hiç sıkılmadan okudum yeri geldi güldürdü yeri geldi o aşkta insanın içini ısıttı ama en önemlisi unutulmuş olan acıları bir kez daha yaşattığı için teşekkürler Sinan Akyüz...Ama yazar Suada`nın hayata tutunma çabalarına, ailesini nasıl bulduğu vb konulara da tam anlamıyla değinseydi daha iyi olurdu düşüncesindeyim ama yine de güzel ve etkileyiciydi çok öfkelendim allah hiç kimseye böyle acılar yaşatmasın herkese tavsiye ediyorum bu kitabı mutlaka okumalısınız...
  • Bosna'da yaşanan insanlık ayıbını gayet sürükleyici bir üslupla anlatmış Sinan Akyüz...Bir akşam vakti başladım ve elimden bırakamadığım için gece yarısı bitirdim.Bittiğinde gözyaşlarım benden habersiz akmaya başlamışlardı bile.Savaşın gerçek yüzü işte bu...
  • Kitabı bir günde okudum bitirdim. Okurken çoğu zaman gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Bir insanlık dramı ve buna kulak tıkayan dünya ülkelerinin ayıbı. Beyaz zambaklar ülkesinde insanlık dışı olaylara maruz kalanlara kulak tıkayanlar için, kendim adıma özür diliyorum. Kitabın yazarına akıcı anlatımından ve bosnalıların yaşadığı dramı dile getirmesinden dolayı teşekkür ederim. Bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim.


9 Eylül 2012 Pazar

Okuyorum: İncir Kuşları - Sinan Akyüz

İncir Kuşları - Sinan Akyüz
Her ne kadar evdeki kalabalıklardan ve hazırlıklardan vakit bulamasamda sonunda okumaya başladım.Bir saat sonra kendimi 80. sayfalarda buldum.Elimde birkaç aydır tuttuğuma pişman oldum keşke daha önce okusaydım.Henüz 96. sayfadayım savaş Bosnaya gelmemiş olmasına rağmen Suada ve Tarık aşkı beni ısıtmaya yetti.Tabi umarım bu durum çok uzamaz ve katliamı okumaya başlarım.
Kitapda Bosna'nın adetleri ve özelliklerinden bahsetmeleri çok hoşuma gitti.

Birde Tarık efendinin sarfettiği sözler.

Şimdilik 63. sayfadaki sözü benim aklımda kalanlar arasında..
"Berlin'de bir kez daha anladım ki, sen benim özgürce nefes aldığım Saraybosnam gibisin."

Arka Kapak
Sinan Akyüz’den Yüreğinize Dokunacak Bir Kitap!

Boşnak Kızın Bir Solukta Okunan Gerçek Hikâyesi…

Çok satan romanlarıyla tanınan ve geniş okur kitlesine sahip yazar Sinan Akyüz yine ses getirecek son kitabıyla okurlarını selamlıyor. Alfa Yayınları’ndan çıkan İncir Kuşları’nda yazar, Bosnalı bir genç kız olan Suada’nın gerçek yaşamından yola çıkıyor. Okuru savaşın ve aşkın yakıcı gücüne tanıklığa davet ediyor.

Bosna tüm bilinmeyenleriyle ilk kez Sinan Akyüz kalemiyle yazıldı…

Sinan Akyüz dünyanın seyirci kaldığı bir soykırımı Suada’nın öyküsüyle yeniden gündeme getiriyor. Yakın tarihi edebiyatla buluşturan yazar, aşkın içinde “savaşı ve şiddeti”, savaşın içinde de “aşkı ve inancı” ustalıkla harmanlıyor. Bu romanla Bosna Savaşı’nın bilinmeyen bambaşka bir yüzü gün ışığına çıkarken; kitap okuyucusuna sürpriz bir sonla veda ediyor.

Aynı ırktan geliyorlardı. Aynı dili konuşuyorlardı. Bir tek dinleri farklıydı. Biri Müslüman Boşnak genci, diğeri ise Hıristiyan Sırp’tı. İkisi de konservatuardaki aynı Boşnak kızına âşık olmuşlardı. Ve bir gün bu iki genç, güzeller güzeli Suada’ya aşklarını ilan ettiler. Ancak gençlerden biri aşkına karşılık bulmuş, diğeri ise “Kalbimde iki kişiye yer yok” cevabını almıştı.

Takvim yaprakları 6 Nisan 1992’yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere… Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgârda âdeta savrulan bir yaprak gibiydi. Savruldu, savruldu, savruldu… Sonra da kader onu bir zamanlar ‘hayır’ dediği genç adamın eline esir düşürdü. Genç adam, o gün ela gözlü çöl ahusuna bakmış “Kader bizi ne inanılmaz bir şekilde birleştirdi, görüyor musun Suada?” demişti.

Modern zamanlarda Avrupa’da yaşanmış bir soykırımda, kadere inananların romanıdır İncir Kuşları…

Bu kitap tamamen gerçeklere dayanmaktadır…